GEPİD AKINI
3 posters
Kavimler Savaşı :: HELLAS :: Bylazora
1 sayfadaki 2 sayfası
1 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
GEPİD AKINI
30 Ekim 470
Gepid yağma kuvvetleri tüm hışımlarıyla Bizans sınırlarına girdiler.İmparatorlar ilgilenmiyordu yüzyıllardır buralarla, tıpkı Batı'nın Limes hattı gibi Trakya'nın gözcü kulelerinden oluşan hat da unutulmuştu, boşlanmıştı.İçinde gözcü olan birkaç kule karanlıkta yanan alevlerle parlamaya başladığında ilk çığlıklar duyulmaya başlamıştı.
12 bin Gepid atlısı, 6bini Gepid, 9 bin piyadenin korumasında köylere ilk baskınları verdi.Paralı asker-yardımcı kavim olan savaşçılar daha da büyük bir vahşetle uyuyan insanlara saldırıp değerli eşyalarını açığa çıkarmalarını istediler.Böyle akınlara alışkın Gepidler kısa sürede altınlara kavuştular, direnenler öldürüldü, ele geçirilebilenler köle yapılmak için kenarı bırakıldı.
Gepid Prensi çevresinde 100 zırhlı atlıyla askerlerini geriden takip ediyordu.Piyadeler onun yanındaydı, süvariler bir Roma ordusu görürlerse hemen geri çekilecek, tüm Gepid ordusu birlikte savaş pozisyonu alacaktı.
Gepid yağma kuvvetleri tüm hışımlarıyla Bizans sınırlarına girdiler.İmparatorlar ilgilenmiyordu yüzyıllardır buralarla, tıpkı Batı'nın Limes hattı gibi Trakya'nın gözcü kulelerinden oluşan hat da unutulmuştu, boşlanmıştı.İçinde gözcü olan birkaç kule karanlıkta yanan alevlerle parlamaya başladığında ilk çığlıklar duyulmaya başlamıştı.
12 bin Gepid atlısı, 6bini Gepid, 9 bin piyadenin korumasında köylere ilk baskınları verdi.Paralı asker-yardımcı kavim olan savaşçılar daha da büyük bir vahşetle uyuyan insanlara saldırıp değerli eşyalarını açığa çıkarmalarını istediler.Böyle akınlara alışkın Gepidler kısa sürede altınlara kavuştular, direnenler öldürüldü, ele geçirilebilenler köle yapılmak için kenarı bırakıldı.
Gepid Prensi çevresinde 100 zırhlı atlıyla askerlerini geriden takip ediyordu.Piyadeler onun yanındaydı, süvariler bir Roma ordusu görürlerse hemen geri çekilecek, tüm Gepid ordusu birlikte savaş pozisyonu alacaktı.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
Doğu Roma Prensi Mechane İdea Bylazora'ya Gepid akınından 2 gün önce ulaştı.Askerlerini surlarda savunma dizilimi talimatı verdikten sonra Tylis'e yardım için yola çıktı.1000 adet atlı gönderecekti Tylis'e.Ve yola çıktı Mechane Tylis'e.Yardıma...
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Mechane İdea, Bylazora'ya Gepidler'in akın yaptığı gün döndü.Gepid akınını duyduğunda öfkelendi. Soğuk öfkesinin önünde askerler kaçıştı. Orada ki en büyük Ev'in konağına gitti komutanları çağırdı ve planını açıkladı. Gepidler dışarı kısımları yağmalıyordu. Bylazora'ya ulaşmaları sürecekti. O yüzden yağmalamanın bugün ulaşmayacağı bütün köylere toplam 7.700 asker gönderdi onlar köylere konuşlanacaktı. Köylüler Bylazora'ya gelecek, 3000 asker kaleyi koruyacaktı. Bunlar hem silah kullanmasını biliyordu, hem de düşmana karşı köylere korumalar inşa edeceklerdi. Mechane emri verdikten sonra konağın camından baktı. Soğuk ama tatlı havayı içine çekti. Kendi kendine mırıldandı "Burası sizin mezarınız olacak Gepidler.Sizin Roma'lı mızrakları altında ki mezarınız...".Mechane biraz daha durduktan sonra köleleri işe koştu. Şehrin çevresine hendek kazacaklardı. Onun arkasına ise kazık döşeyeceklerdi. Şehirde kiler ise mancınıkları kullanılır hale getirip uygun yerlere götürüyorlardı. Bylazora hazırdı. Gepidler geldiklerin de karşılarında bir Roma kalesi ve Mechane'yi göreceklerdi. Savaş geliyordu.
En son Mechane Idea tarafından Çarş. Eyl. 01, 2010 10:07 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Mechane İdea odada volta atıyordu.Muhafızların hepsi onun özel korumalarıydı. Hepsine güveniyordu. Üstelik 3 adet daha vardı dışarıda .Onlarda Constantinople'dan yeni gelmişti. Onlarda özel korumasıydı. 20 adet vardı ve bunların 10'u buradaydı.Mechane odada zırhıyla oturuyordu.Kılıcı'da belindeydi.Böyle uyuyordu. Her zaman savaş arifesi temkinli olmak gerekirdi.Köylerin askerlerle değiştiği ve insanların Bylazora'ya geldiği gündü.Savaş yaklaşıyordu ve Mechane'nin planı ve savunması işliyordu.Her köye hendek kazmışlar ve savunma için kazık koymuşlardı.Özellikle okçu ve piyade içinde özel yerler vardı.Düşman gelirken 20'den fazla savaşa girecekti.Ve Bylazora'ya geldiğinde bundan daha azını bulmayacaktı. Alev ve yakıcı şeyler hendek ve kazıktan geçtikleri zaman üzerilerine dökülecekti.Mancınıklar safları dövecek ve okçular alevli okla öldürecekti.Piyadeler ve mızrakçılar özel yerlere konuşlanmış Mechane'nin savaş sırasında ki emirlerini bekleyecekti. Bylazora daha hazırlanıyordu ve düşman gelmeden hazır olacaktı...
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Atlılar ilk birkaç köyü rahatlıkla yağmaladılar.Piyade ordusu atlıların bir meydan savaşında daha çok işe yarayacağı bir düzlükte yeniden sıralandılar ve atlıları beklemeye başladılar.
Atlılar, Romalı askerlerin köylülerle yer değiştirdiği köylere giderken Gepid gözcüleri de Bylazora surlarını izliyorlardı.Şehir savaşçılarla dolup taşıyordu, Doğu Roma savaşa hazır bir şekilde bekliyordu.Kahkahalarla iki büklüm olarak geri döndüler.
Gepid akıncıları köylere saldırdılar, daha ilk anda Romalı askerleri fark ettiler ve hemen savaşa başladılar.Ancak Romalılar şanssızdı, çünkü Gepid prensinin stratejisi gereği atlılar fazla bölünmeden yağmaya girişiyorlardı.4000 atlı bir köyde 1500 Romalı ile karşılaştı.Romalılar hazırlıklıydı, ancak Gepidler de hazırdı.Bu sırada tuzaklar iş görmeye başladı, çok sayıda at can verdi.
Bu savaşın neredeyse aynısı bir saatlik yoldaki bir diğer köyde de yaşanıyordu.İkisinde de Romalılar zor durumdaydı, ve üstüne üstlük, henüz bir köye saldırmayan atlılar gelen uyarı ile köydeki akrabalarına yardıma gittiler.Şimdi Romalılar 1e 4 eksik durumdaydı, yenilgi kesin gibiydi.İlk köyde Romalılar teslim olmaya başladı, kaçabilecek durumdakiler kaçmaya girişti, köleler hemen taraf çevirdiler.Sadakatlerini kanıtlamak için de hiç vakit kaybetmeden yanlarında savaştıkları Romalıları doğramaya başladılar.İlk köyde savaş çok kısa sürede bitmişti, Gepidler açık alanda kaçan Romalı piyadeleri avlıyordu.
Atlılar, Romalı askerlerin köylülerle yer değiştirdiği köylere giderken Gepid gözcüleri de Bylazora surlarını izliyorlardı.Şehir savaşçılarla dolup taşıyordu, Doğu Roma savaşa hazır bir şekilde bekliyordu.Kahkahalarla iki büklüm olarak geri döndüler.
Gepid akıncıları köylere saldırdılar, daha ilk anda Romalı askerleri fark ettiler ve hemen savaşa başladılar.Ancak Romalılar şanssızdı, çünkü Gepid prensinin stratejisi gereği atlılar fazla bölünmeden yağmaya girişiyorlardı.4000 atlı bir köyde 1500 Romalı ile karşılaştı.Romalılar hazırlıklıydı, ancak Gepidler de hazırdı.Bu sırada tuzaklar iş görmeye başladı, çok sayıda at can verdi.
Bu savaşın neredeyse aynısı bir saatlik yoldaki bir diğer köyde de yaşanıyordu.İkisinde de Romalılar zor durumdaydı, ve üstüne üstlük, henüz bir köye saldırmayan atlılar gelen uyarı ile köydeki akrabalarına yardıma gittiler.Şimdi Romalılar 1e 4 eksik durumdaydı, yenilgi kesin gibiydi.İlk köyde Romalılar teslim olmaya başladı, kaçabilecek durumdakiler kaçmaya girişti, köleler hemen taraf çevirdiler.Sadakatlerini kanıtlamak için de hiç vakit kaybetmeden yanlarında savaştıkları Romalıları doğramaya başladılar.İlk köyde savaş çok kısa sürede bitmişti, Gepidler açık alanda kaçan Romalı piyadeleri avlıyordu.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
2. köyün komutanı Gailaus düşmanların 2. akınını bekliyordu.Önce ordular savaşıyor ve onlar kaybediyordu.Pes etmeyecekti ama yeniliyordu. Askerleri cesaretini yitiriyordu.Yinede atlılar 2. akında kazıklardan daha fazla hasar alacağına emin olmaları biraz durumu iyileştirmişti. Bir anda vahiy gibi Gailaus'a bir fikir geldi. Hemen okçuları işe koştu hepsi ortaya dizildi piyadeler çevrelerinde halka oluşturdu. Geniş Roma kalkanlarını açan piyadeler üstü açık bir çember kaplumbağa oluşturdular.3 sıra kalkanlı piyade ve arkalarında okçu, hemde daire halindeyken Gepidler'e çok kolay gelecekti.Ama bir sürprizleri vardı Romalılar'ın. Kalkanların ardında mızraklar vardı.Uzun roma mızrakları. Atlılar gelirken ilk önce çemberden çıkacak.Sonra 2. sıra üste yatay bir şekilde koyacak, son olarak da en arkadaki sıra yukarıda ve yata bir şekilde kaldırıp atlıları bekleyecekti. Okçular ise zaten gelen düşmanı yavaşlatmış o sırada mızrakçılara destek veriyor olacaktı.Gailaus bu pozisyonu hazırladı ve Gepidler'i bekledi. Kısa süre sonra Gepidler önü safı aştı gelmeye başladı.Ok yağmuru başlarken Gailaus zaferi düşledi.
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Gepid atlıları önlerindeki son engel olan basit Romalıları ezmek için ikinci kez hücuma geçtiler.Gepidler ön saflardaki köleleri ezip geçtiler, sonra Romalıların tuzaklarına takıldılar.En önden gidecek kadar ateşli olanlar atlarının mızraklara takılmasıyla şaşkınlığa gömüldüler, diğerleri atlarını sert bir manevrayla döndürüp hiç düşünmeden kanatlardan saldırıya geçtiler.Korkak piyadeler her zamanki gibi kalkan duvarı oluşturmuştu, aralarından uzanan uzun mızraklar atlılar için iyi dileklerini ifade etmiyordu.
Üstlerine yağan okların altında birçok atlı kendi yayını kullandı, bu sırada Roma okçuları atış yapmak için arkaya doğru açıldıklarından kabak gibi ortada kalmışlardı.Bu sırada Gepidler Gailaus'un çemberinin dışında bıraktığı adamlarını ezmekle meşgullerdi.Kısa sürede hepsi ya öldü ya da teslim oldu.Şimdi çemberinin ortasında Gailaus ile mızraklıları vardı.
Roma
100 Mızraklı
50 Kılıçlı
70 Okçu
Gepidler
5140 Atlı
Üstlerine yağan okların altında birçok atlı kendi yayını kullandı, bu sırada Roma okçuları atış yapmak için arkaya doğru açıldıklarından kabak gibi ortada kalmışlardı.Bu sırada Gepidler Gailaus'un çemberinin dışında bıraktığı adamlarını ezmekle meşgullerdi.Kısa sürede hepsi ya öldü ya da teslim oldu.Şimdi çemberinin ortasında Gailaus ile mızraklıları vardı.
Roma
100 Mızraklı
50 Kılıçlı
70 Okçu
Gepidler
5140 Atlı
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
Gailaus pes etmesi gerektiğini üşündü. Boş vermesi lazımdı. Prensleri böyle olacağını biliyordu. Bilerek ölüme göndermişti onları. Öfkelendi. Öfkesinden haykırarak kılıcıyla saldırmak istedi.Ama hayır. O bir askerdi. Ülkesine ve prensine karşı bir sorumluluğu vardı. Yazgısında ölmek yazılıysa ölürdü. Prensini suçlamazdı bile. Prensi doğru olanı yapmıştı. Onlar her ne kadar birbirine düşman,çıkar için entrikalardan ağ örüp kardeşlerinin üzerilerine atsalar da onlar hala bir halktı. Her ne kadar birbirlerine kin besleseler de yek idiler.Bu özellik lanet Gepid oku kulağının dibinde vızıldarken daha iyi anlaşılıyordu. Atlılar ön safı dağıtmıştı.Yeniden toparlanmak için az zamanı vardı Gailaus'un.Ön saftakiler teslim olmaya başlamıştı. Gailaus yanında kalıp cesaretlerini yitirenlere baktı.Ve bağırdı:"Roma'nın askerlerinin sonu bu mudur?!Düşmanlar onlardan sayıca üstün olsa da,pes edip halklarının katledilmesine izin mi verecek Romalı askerler?! Gepid ordusunun şehirlerine dalmalarına izin mi verecekler?! Kahrolası küllerimiz kalana kadar bizi yağmalayıp, sonunda ben Romalıyım diyen kimsenin kalmamasına mı izin vereceksiniz?! Atalarımızın mezarı bizi gururlandırırken siz düşmanın önünde pes edip, ölüme giden atalarımızın yüz karası mı olacaksınız?! Siz Romalılar, HALKIMIZIN DÜŞMESİNE İZİN Mİ VERECEKSİNİZ?!(Roma askerleri cesaretlenmiştir.Cevap vermeseler de cevap yüzlerinden okunuyordur) EY SİZ ROMALILAR, MIZRAĞINIZI MI KIRACAKSINIZ?!("Hayır!" diye bir bağırış yükselir) O ZAMAN KAHROLASI GEPİDLER'E ROMA'YI GÖSTERELİM! GEPİDLİLER KARŞILARINDA KAÇIŞAN BİR AVUÇ KORKAK DEĞİL, CANLARINI VERMEYE HAZIR ULU ROMA ASKERLERİNİ BULACAKLAR! ÖLÜME KUCAK AÇIN DOSTLARIM!ROMA'YI UTANDIRMAYIN!"diyerek sözünü bitirir Gailaus.Gailaus'un sözlerini işitmemiş, öndeki kaçan askerler dağılırken Gailaus birliğini hazırladı.Mızrakçılar tam bir çember oldular,açık nokta bırakmadılar. Ellerinde mızrakları ömürleri boyunca hissetmedikleri bir cesaretle, dimdik ve taştan gibi duruyordu. Okçular ortada Tam bir daire oluşturdular hepsi oklarını çekti.Hiç birinin eli titremiyordu.Yüzlerinde Roma için öldürme isteği vardı. O oklardan hiç birinin hedefi şaşırmaması gerektiğini düşündü Gailaus. Yoksa okçular yayları ile saldırabilirdi. Kılıççılar ortada kalkanlardan bir duvar ördü.Ama kendilerini koruyan değil okçuları koruyan.Onlar dışarıda mızrakçılardan geçecek olan atlı birliğini bekliyordu.Kılıçları ellerinde hazır dimdik duruyorlardı. Hepsi öldürmek istiyordu. Gailaus kılıççıların yanına geçti. Çok büyük bir mutluluk hissediyordu. Gepidler ön sırayı aşıp mızrakçılara koşarken bağırdı:"ROMA İÇİN ÖLÜME!".Askerler de gürleyen bir sesle onu yankılarken herkes hazırdı. Ölüm onlara toynaklardan çıkan müzik gibi geliyordu. Ama ölüm onlar mücadele etmeden onları alamayacaktı. Atlılar mızrakçılara ulaşmışken Gailaus "ROMA İÇİN!" diye son kez bağırdı...
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Ömürleri boyunca savaşın ciddiyetini kavrayamamış askerler Gailaus'un konuşmasıyla bir savaş makinesine dönmüşlerdi.Hiçbiri askerleri, onur ve Roma gibi yüce duygularla yapmayan tecrübeli askerler şimdi cesaretle ve hırs ile titriyorlardı.İşte böyle bir anda en az Romalıların kendilerine duyduğu kadar nefretle dolu olan Gepid hücumu gerçekleşti.Mızraklar bir adım yakına kadar gelen atları korkuttu, binicileri Yunan olimpiyatlarında uzun atlama yapan yarışmacılara taş çıkartacak bir mesafe uçtular, okçuların arasına daldılar.Atları korkmayan binicilerse uzun mızrakların hedefi oldu, bir anda onlarca Gepid can vermişti.Ancak ölü Germenler, mızrak ve kalkan duvarının sağladığı tüm avantajı yok etmişti, kalkan duvarı yüzlerce kiloluk atlarla dağılmıştı, mızraklar kurbanlarının vücutlarında kalmıştı.Gailaus'un son bir kez "ROMA İÇİN!" diye haykırmasıyla kılıçlar çekildi ve dövüş başladı.
Birbirine yakın duran piyadeler atların eyer kayışlarını kestiler, biniciler okçuların arasına çekildi.Şimdi okçular da bıçaklarını çekmişti, herkes kan içinde çıldırmış gibi savaşıyordu.
Ancak ne kadar parlak bir cesaretle savaşsalar da Romalılar atlıların arasında kalmışlardı.Erimeleri çok yakındı.
Roma
50 Mızraklı
30 Kılıçlı
69 Okçu
Gepid Akıncıları
4980 Atlı
Birbirine yakın duran piyadeler atların eyer kayışlarını kestiler, biniciler okçuların arasına çekildi.Şimdi okçular da bıçaklarını çekmişti, herkes kan içinde çıldırmış gibi savaşıyordu.
Ancak ne kadar parlak bir cesaretle savaşsalar da Romalılar atlıların arasında kalmışlardı.Erimeleri çok yakındı.
Roma
50 Mızraklı
30 Kılıçlı
69 Okçu
Gepid Akıncıları
4980 Atlı
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
Gailaus önün deki adamın kafasını yardıktan sonra diğerinin yüzünü kalkanıyla dağıttı. Her Roma askeri 10 Gepid'e bedeldi ama azalıyorlardı. Askerleriyle gurur duyuyordu, ölüme kucak açıyordu ama kaybedeceklerdi. Yinede gururlu bir ölümü her ölüme tercih ederdi. Arkada Spantus'u gördü. Genç ve deneyimsiz sayılırdı. Yinede Romalılar içlerinde ki güçle önündekini doğradı. Gailaus Spantus'un yanına koştu koşarken birinin kafasını koparttı. Çıkan kan Gailaus'un görüşünü kızıllaştırdı. Gailaus sonunda Spantus'un yanına vardı. Onu bir kenara çekti. Hızlı hızlı konuşmaya başladı: "Spantus Bylazora'ya koş. Bu sana son emir imdir asker! Koş ve prense haber ver. Yok olduğumuzu ve kaç asker öldürdüğümüzü haber ver. Sayılarını haber ver. Ve iyi saklan onlara yakalanma. Benim ve bütün Roma'nın adına koş asker koş!" diye bağırdı Gailaus. Spantus'un yüzünden önce bir ıstırap ifadesi geçti. Yoldaşlarını ve Gailaus'u bırakmak istemiyordu.Ama sonra Gailaus'un yüzündeki ve sesindeki kararlılıkla koşmaya başladı. Rüzgar gibi koşuyordu. Gailaus "Güven içinde varasın..." diye mırıldandı ardından savaş geri döndü. Askerleri sayıca azalıyordu. Düşündü son bir akın için ne güzel bir zamandı. Askerleri çevresine çağırdı . Ardından bir kartal başını anımsatan bir şekilde dizildiler. Yürekleri yek olarak çarpıyordu. Bağırdı Gailaus: "SON KEZ ÖLÜM VE ROMA İÇİN!" diye son kez bağırdı. Askerleri bir kartal gibi öne atılırken Gailaus kılıcını çıkardı. Askerler Gepid sıralarına çarptıktan sonra Gailaus'un sesini bir daha duyan olmadı...
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Gepidler Romalıları çevirip yok ettiler, sadece bir avuç Romalı kaçmayı düşündü ama hiçbiri başaramadı.
Spantus gerçekten de büyük bir şans eseri bir ata atlayıp Gepidlerin arasından sıyrıldı, bir süre kimse onun düşman olduğunu fark etmedi, belki de bu sayede hayatta kaldı.Ancak ardından tüm akıncılardan farklı bir yöne doğru gittiğini görünce 40 atlı birden onun peşine takıldı.Ancak Spantus zırhını ve kılıcını atmıştı, atı da yarasızdı.2 ok gökyüzünü yarıp sırtına saplansa da onlarcasından kurtuldu ve Gepidleri atlatmayı başardı.
Spantus gerçekten de büyük bir şans eseri bir ata atlayıp Gepidlerin arasından sıyrıldı, bir süre kimse onun düşman olduğunu fark etmedi, belki de bu sayede hayatta kaldı.Ancak ardından tüm akıncılardan farklı bir yöne doğru gittiğini görünce 40 atlı birden onun peşine takıldı.Ancak Spantus zırhını ve kılıcını atmıştı, atı da yarasızdı.2 ok gökyüzünü yarıp sırtına saplansa da onlarcasından kurtuldu ve Gepidleri atlatmayı başardı.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Doğu Roma'nın Yükselişi
Doğu Roma Prensi Mechane İdea zırhıyla Bylazora'daki en büyük Ev'in konağında oturuyordu. Özel korumaları yanındaydı. Geceydi ve Mechane şarap yudumlarken haritalara bakıyordu. Kısa bir süre sonra sıkıldı. Flütü Sokrates'i çıkardı. Flüte bakarken yüreğine bir ağırlık çöktü. Hüzün ve acı bilinmez bir sebepten kalbini işgal ederken Sokrates'i çalmaya başladı. Flüte bildiği en hüzünlü ezgiyi kendi yorumlarıyla, kederinin ilhamıyla çalıyordu. Bütün ağırlığı dışa vurmak iyi gelmişti. Korumaları bile hüzünlenmiş, kederli ifadelerle dalmışlardı. Çalarken Mechane gözlerinden yaşların damladığını hissetti. Bütün yıllardan beri gördüğü bütün hüzünler sanki birleşmiş kaybolanlara bir ağıtmış gibi, yüreğinden fışkırıp göz yaşlarına ve flütünün sesine akıyordu. Kaybolanlara saygı ve hüzün odayı doldurmuş, gözyaşlarını döken bir ezgiye dönüşmüştü. Anılar sanki tozlar gibi üzerilerine konmuş kendi sesleriyle fısıldayıp, anımsatıyorlardı. Ezgi ağlarcasına çalarken içeri muhafızlar tarafından getirile yaralı biri girdi. Sırtında iki ok yarası vardı. boğuk ve sadece fiziksel acıdan kaynaklanmayan bir sesle konuştu: "Adım Spantus prensim" diyerek asker selamlamasıyla selamladı prensi. Mechane aynı şekilde karşılık verip sordu: " Gecenin bu zamanında yaralı bir şekilde seni buralara getiren nedir? Yüreğimin demir bir külçeden bile ağırlaştığı bu saatlerde haberler hep elem vericidir." dedi. Spantus'un yüzünden bir acı ve hüzün dalgası geçti. Haberlerin elem verici olması ne yazık ki doğruydu. Sonunda Spantus acısından kurtulup konuştu: "Prensim ben Holshosmes köyünden geriye kalan tek askerim.Diğer uç köy Kalsenusyum'dakiler pes ederken savaştık. Bunu ve daha fazla Gepid öldürmemizi yüce komutanımız Gailaus'a borçluyuz." dedi ve Gailaus ile Holshosmes köyünde ki birliğin kahramanca hikayesini anlattı. Hikaye Prens'in ve Roma'nın unuttuğu bir çok değerin tekrarlanışıydı. Hikaye bittiğin de Mechane Gailaus ve bölüğünü düşünerek şaşkın şaşkın kahin flütüne baktı. Sanki yüreği ve flütü Gailaus ve birliği için ağıt yakmıştı. Sonunda Mechane flütü kavradı ve artık bildiği haberin hüznüyle çalmaya başladı. Bu hüzünlü hikaye ve kahramanları unutulmayacaktı. Hüzün verici ezgisi bittiğinde Spantus'un ve odada ki tüm kişilerin gözleri dolmuş. Ve Spantus dahil olarak bir çoğu ağlamıştı. Mechane ayağa kalktı ve pencereye gitti. Serin ve belirsiz gece havasını içine çekti. Kuzeyden esen bir rüzgar yüzüne vururken göz yaşları yüzünde kurudu. Arkasını döndü mavi gözleri kararlılıkla mavi bir ışık yayıyor, bedeni önünde ki herkesi ya korkutacak yada sevindirecek kadar büyümüştü. Oda da ki herkese hitaben "Oturun" dedi. Herkes oturdu. Herkese bir kadeh şarap koydu. İlk önce o içti ve Spantus'un konuşmasını rica etti. Spantus bazı olayları anlattı. Şarap kadehi bitip, güneş gökyüzünü ilk ışıklarıyla okşarken Mechane bir kez daha ayağa kalktı. Spantus'u revire götürdü. Ve şöyle dedi "Sana çok teşekkür ederim Spantus. Gailaus ve askerleri asla unutulmayacak." diyerek onu revire bıraktı. Ardından konağa geri dönüp korumalarını hazırlattı ve şehre indi. Konak seyisinden onun ve korumalarının atlarını istedi.Atlar geldi.Korumaları ve o atlara bindi. Atını mahmuzladı. At şimşek gibi atıldı, korumalar da aynısını yaparak prensi takip etti. Prensin hedefi Gepidler'in ulaşamadığı köylerdi. Atıyla ilk köye ulaştı büyükçe bir köydü. Meydan da askerleri topladı ve anlatmaya başladı:"Ey Romalılar! Eskinin cesur askerleri!Elem ve cesaret verici haberleri duydunuz mu?!Uyanın! Roma'ya ne olduğunu görüp uyanın! Bu gün saldırılan köylerden bir haber aldım! Gailaus ve kahraman birliğinin hikayesi! Gailaus imiş kumandanın adı. İlk başlarda Gepidler saldırırken 1.köy düşmüş onlar 2. köy de savaşıyorlarmış. Gailaus savaşmış ama Gepidler üstün gelmiş.".2. köy biraz daha küçüktü adı Lohusalus idi. "Umutlar sönerken Gailaus intikam ateşiyle savaşmış.Düzene askerliğine karşı. Ama yenmiş Gailaus kendisini ve o anda fark etmiş!". 6. köy içlerinden en büyüğüydü."Entrika,ağlar ve tuzaklar hepsi yalan!Ancak Romalılar yek olarak durursa düşmanı yenip yenmek fark etmez sadece onur kalırmış!Roma yek olmazsa askerler atalarını gururlandırır, ölüme kucak açmazsa ancak bir korkaklar sürüsü savaşır! Askerlerine seslenmiş Gailaus Gepidler ilk sırayı aşıp gelirken:"Roma'nın askerlerinin sonu bu mudur?!Düşmanlar onlardan sayıca üstün olsa da,pes edip halklarının katledilmesine izin mi verecek Romalı askerler?! Gepid ordusunun şehirlerine dalmalarına izin mi verecekler?! Kahrolası küllerimiz kalana kadar bizi yağmalayıp, sonunda ben Romalıyım diyen kimsenin kalmamasına mı izin vereceksiniz?! Atalarımızın mezarı bizi gururlandırırken siz düşmanın önünde pes edip, ölüme giden atalarımızın yüz karası mı olacaksınız?!" Diye bağırmış." 12. köy Sushetktus en küçüğüydü. " Gailaus seslenmiş askerlerine seslenirken ataları gururlanmış:"Siz Romalılar, HALKIMIZIN DÜŞMESİNE İZİN Mİ VERECEKSİNİZ?!" diye bağırmış Gailaus. Askerlerin cesareti bedenlerinden bir sel gibi taşmış. Ve devam etmiş Gailaus:"EY SİZ ROMALILAR, MIZRAĞINIZI MI KIRACAKSINIZ?!" demiş. Askerler yek bir şekilde "HAYIR!" demiş." 15. köy içlerinden en güzeliydi."Gailaus seslenmiş:"O ZAMAN KAHROLASI GEPİDLER'E ROMA'YI GÖSTERELİM! GEPİDLİLER KARŞILARINDA KAÇIŞAN BİR AVUÇ KORKAK DEĞİL, CANLARINI VERMEYE HAZIR ULU ROMA ASKERLERİNİ BULACAKLAR! ÖLÜME KUCAK AÇIN DOSTLARIM!ROMA'YI UTANDIRMAYIN!" demiş. Askerler dizilmiş. Korkusuzca tutuluyormuş mızraklar,kılıçlar,yaylar...".16. olan Ghoskainius temiz bir köydü."Ve saldırmış Gepidler. 40'a 1 az olan Romalılar Gepidleri deşmiş. Her Romalı cesareti ve gururuyla 10 Gepid'e bedelmiş. Kan seller gibi akarken Gepidler biçilmiş ama Romalılar artık çok azmış." 18. ve son köy tam orta karardı."Gailaus ve askerleri yeniliyormuş. Gailaus önündeki bir adamı deşerken Spantus adında genç bir askere varmış ve "Spantus Bylazora'ya koş. Bu sana son emir imdir asker! Koş ve prense haber ver. Yok olduğumuzu ve kaç asker öldürdüğümüzü haber ver. Sayılarını haber ver. Ve iyi saklan onlara yakalanma. Benim ve bütün Roma'nın adına koş asker koş!" demiş. Spantus komutanın ve bölüğünün yanından ayrılmak istemezmiş ama komutanının sesi onu koşturmuş".Ve son olarak şehir meydanında bağırıyormuş Mechane.Spantus'ta gözü yaşlı olarak oradaymış."Ve kahraman askerler bir kez da kadim sembol kartal başı şeklinde dizilmişler.Ve yüce komutan Gailaus bağırmış:"SON KEZ ÖLÜM VE ROMA İÇİN!" ve bir daha Gailaus'un sesini duyan olmamış. Askerler kanlarının son damlasına kadar savaşmış ve ölmüş. Şimdi size soruyorum Ey Romalılar Gailaus boşuna mı öldü? Siz yek olmanız gerekirken kaçmak konusunda ki sözlerinizle onu gururlandırdınız mı?Ey Romalılar siz halkımızın,eşlerimizin,dostlarımızın,bizim Gepidler altında ezilmemize izin mi vereceksiniz?!Ulu Roma Gepidler ve korkak Romalılar yüzünden mi düşecek. Tarih tozlu sayfalarında bizi kaçanlar olarak mı hatırlayacak?!EY ROMALILAR ÖLÜME VE ZAFERE Mİ YOKSA KORKAKLIK VE UNUTULMUŞLUĞA MI?!EY ROMALILAR GAİLAUS VE KAHRAMAN BÖLÜĞÜNÜ GURURLANDIRIP YEK Mİ OLACAKSINIZ?YOKSA KAÇIP BİRİBİRİNİZ İLE DİDİŞMEYE DEVAM MI EDECEKSİNİZ?! ROMA İÇİN Mİ?!ROMA VE HALKIMIZ İÇİN Mİ?! GAİLAUS BE KAHRAMAN BÖLÜĞÜ İÇİN YEK MİSİNİZ?!("EVET" diye bir bağırış yükselir)ROMA İÇİN!ROMA İÇİN! ROMA İÇİN(Kalabalık yankılar)!" Ve bir kez daha "ROMA İÇİN!" nidaları atılan Bylazora'nın her yerinde Roma yükseliyordu. Ve bunlar olurken Mechane İdea ile Spantus'un gözlerinden yaşlar akıyordu. Doğu Roma yükseliyordu...
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Doğu Roma'nın cesur prensi köylerdeki askerlerini cesaretlendirirken aynı haberler Gepid Prensine de gidiyordu, ancak onun Mechine'den farkı, daha fazla savaş tecrübesine sahip olmasıydı.
Atlılar, artık köylerdeki taktiği öğrendiklerinden son bir kez köylere yaklaştılar ve Romalıların hiç beklemediği anda ok yağmuruna başladılar.Gailaus'un etkisiyle iki kat güçle ve hızla savaşan Romalılar oklarına davranana kadar atlarını geri sürüyorlardı.Kısa süre sonra Romalılar köylerden çıkmaya davrandılar ama çıkanlar tecrübeli okçular tarafından kirpiye döndürülünce yeniden köylere döndüler.Bazı askerler kalkanlarını birleştirip atlılara yaklaşabileceklerini düşündüler ama bu, organize ve büyük çapta bir hareketti, açık alanda atlılara karşı zafer kazanma şansları çok azdı.
Bu olaylar, Bylazora'nın en batısında kalan 9 köyde gerçekleşiyordu.Gepid Prensi kıs kıs gülüyordu, bu sefer Roma prensinin hiç bilmediği iki planı birden vardı.
Gepidler
10610 atlı
Romalılar
390 kayıp verdiler.
Atlılar, artık köylerdeki taktiği öğrendiklerinden son bir kez köylere yaklaştılar ve Romalıların hiç beklemediği anda ok yağmuruna başladılar.Gailaus'un etkisiyle iki kat güçle ve hızla savaşan Romalılar oklarına davranana kadar atlarını geri sürüyorlardı.Kısa süre sonra Romalılar köylerden çıkmaya davrandılar ama çıkanlar tecrübeli okçular tarafından kirpiye döndürülünce yeniden köylere döndüler.Bazı askerler kalkanlarını birleştirip atlılara yaklaşabileceklerini düşündüler ama bu, organize ve büyük çapta bir hareketti, açık alanda atlılara karşı zafer kazanma şansları çok azdı.
Bu olaylar, Bylazora'nın en batısında kalan 9 köyde gerçekleşiyordu.Gepid Prensi kıs kıs gülüyordu, bu sefer Roma prensinin hiç bilmediği iki planı birden vardı.
Gepidler
10610 atlı
Romalılar
390 kayıp verdiler.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
Mechane İdea konakta oturuyordu.Elinde ki kağıda bir şeyler yazarken, kadehte ki suyu yudumluyordu. Su soğuktu. Bu günkü anlamsız sıcaklık ile çok güzel tezat oluşturuyordu. Sonunda kalemini kağıttan kaldırdı. Eleştirisel bir şekilde kaşını kaldırıp inceledi. Tatmin olduktan sonra suyundan bir yudum daha aldı. Mürekkebin kurumasını beklerken konağın kütüphanesinden aldığı bir kitabın sayfalarını karıştırmaya başladı. Kafasını kitaba veremiyordu. Köyler düşüyordu. Umuyordu ki planları işe yarasın. Mürekkebin kuruması için gerekli süre geçince odaya geri döndü. Kendine bir bardak daha su doldurdu. Suyu içerken kağıdın üzerinde kurumuş mürekkeple yazıları okudu.
Ben Doğu Roma Prensi Mechane İdea. Adları aşağıda belirtilen Bylazora'nın yağmadan kurtulmuş 9 köyünde askeri birliklerin yeniden düzenlenmesi emrini veriyorum. 9 köyün her biri için ayrı bir emir verilmiştir.
1)Komutan Khrunus, askerlerinizin köyde ki evlere girmesini emrediyorum. Evlerin pencereleri kalkanlarla tutulmalı gereken zamanda ok atmak için koruma açılmalıdır. Düşman kuvvetlerin eve girmesine karşın her evin kapılarını tutmak için asker koyun. Kapıları tutan 1 Roma askeri 10 Gepid askerine bedeldir.
2)Komutan Halinus, köyü boşaltıp adları aşağıda verilen çevrede ki 3 köye dağılacaksınız. gitmeden önce pencerelere Roma kalkanı yerleştirin. Ayrıca meydanı kazıp kazık çakın. Tuzaklar belli olmasın. Yağmalana bilecek her şeyi diğer köylere ulaştırın.
3)Teğmen Julius, meydanın ortasında Testudo Savunması kullanın. Bir daire şeklinde olsun. Kalkan boşluklarından mızrak çıkarın. Atlılar üzerinize gelirken çıkarmalısınız. Ayrıca okçuları evlere yerleştirin Atlılar size saldırdıkları sırada ok yağmuruna tutsunlar onları. Evleri koruması için her eve 3 asker yeterlidir.
4)Komutan Rilous, köye boşalmış görünümü verin .Meydana kadar her yeri kazın ve gizlemiş süsü verin. tek bir yol meydana açılsın. Oraya ulaştıkları anda evlerde ki okçulara yem olsunlar .Ayrıca sıkışmış durumda ki atlıları mızrakçılar daha da sıkıştırsın onlar küçültün. Bir daire şekline gelene kadar sindirmeye devam edin. Sonra ise öldürün.
5)Yüz başı Sopimius, Bütün binalara Roma kalkanı koyun sadece bir tanesine,şehirde ki en büyük binaya koymayın. Onun içine yerleşin ve gelen geçeni okla delik deşik edin.Yakmaya çalışırlarsa arkadan kaçın ve yeniden konuşulanın. Askerlerin içeri girmesini nasıl engelleyeceğinizi biliyorsun.
6)Komutan Sahus,Köyü boşaltıp adları aşağıda verilen köylere gidin. Tek bir asker Gepidler köye geldiği sırada köyü yakmak için orada bulunsun.
7)Çavuş Luca, mızrakçılar ile daire oluşturun. Kılıççılar kalkanları ile okçuları korusun boşluk bırakmayın. Ve dayanın üzerinizden geçmesine izin vermeyin.
8)Komutan Plautius, askerlerinizi toplayıp köyü boşaltın. Şehre gelin.
9)Bin başı Hurisus, eski dostum Hurisus planları sana bırakıyorum. Zira işine karışılmasından hoşlanmazsın.
Roma'nın saygın komutanları unutmayın her şey Roma için! Atalarımızı ve Roma'yı bir daha gururlandıran askerlerin ilklerisiniz siz!Roma için!
Doğu Roma Prensi Mechane İdea
Mechane bir kez daha okudu ve hizmetçiyi çağırdı. Ona mektubu verdi ve gerekli yerlere gitmesi için katipler tarafından çoğaltılmasını istedi.Sonra da bekledi. Umutlu bir bekleyiş...
Ben Doğu Roma Prensi Mechane İdea. Adları aşağıda belirtilen Bylazora'nın yağmadan kurtulmuş 9 köyünde askeri birliklerin yeniden düzenlenmesi emrini veriyorum. 9 köyün her biri için ayrı bir emir verilmiştir.
1)Komutan Khrunus, askerlerinizin köyde ki evlere girmesini emrediyorum. Evlerin pencereleri kalkanlarla tutulmalı gereken zamanda ok atmak için koruma açılmalıdır. Düşman kuvvetlerin eve girmesine karşın her evin kapılarını tutmak için asker koyun. Kapıları tutan 1 Roma askeri 10 Gepid askerine bedeldir.
2)Komutan Halinus, köyü boşaltıp adları aşağıda verilen çevrede ki 3 köye dağılacaksınız. gitmeden önce pencerelere Roma kalkanı yerleştirin. Ayrıca meydanı kazıp kazık çakın. Tuzaklar belli olmasın. Yağmalana bilecek her şeyi diğer köylere ulaştırın.
3)Teğmen Julius, meydanın ortasında Testudo Savunması kullanın. Bir daire şeklinde olsun. Kalkan boşluklarından mızrak çıkarın. Atlılar üzerinize gelirken çıkarmalısınız. Ayrıca okçuları evlere yerleştirin Atlılar size saldırdıkları sırada ok yağmuruna tutsunlar onları. Evleri koruması için her eve 3 asker yeterlidir.
4)Komutan Rilous, köye boşalmış görünümü verin .Meydana kadar her yeri kazın ve gizlemiş süsü verin. tek bir yol meydana açılsın. Oraya ulaştıkları anda evlerde ki okçulara yem olsunlar .Ayrıca sıkışmış durumda ki atlıları mızrakçılar daha da sıkıştırsın onlar küçültün. Bir daire şekline gelene kadar sindirmeye devam edin. Sonra ise öldürün.
5)Yüz başı Sopimius, Bütün binalara Roma kalkanı koyun sadece bir tanesine,şehirde ki en büyük binaya koymayın. Onun içine yerleşin ve gelen geçeni okla delik deşik edin.Yakmaya çalışırlarsa arkadan kaçın ve yeniden konuşulanın. Askerlerin içeri girmesini nasıl engelleyeceğinizi biliyorsun.
6)Komutan Sahus,Köyü boşaltıp adları aşağıda verilen köylere gidin. Tek bir asker Gepidler köye geldiği sırada köyü yakmak için orada bulunsun.
7)Çavuş Luca, mızrakçılar ile daire oluşturun. Kılıççılar kalkanları ile okçuları korusun boşluk bırakmayın. Ve dayanın üzerinizden geçmesine izin vermeyin.
8)Komutan Plautius, askerlerinizi toplayıp köyü boşaltın. Şehre gelin.
9)Bin başı Hurisus, eski dostum Hurisus planları sana bırakıyorum. Zira işine karışılmasından hoşlanmazsın.
Roma'nın saygın komutanları unutmayın her şey Roma için! Atalarımızı ve Roma'yı bir daha gururlandıran askerlerin ilklerisiniz siz!Roma için!
Doğu Roma Prensi Mechane İdea
Mechane bir kez daha okudu ve hizmetçiyi çağırdı. Ona mektubu verdi ve gerekli yerlere gitmesi için katipler tarafından çoğaltılmasını istedi.Sonra da bekledi. Umutlu bir bekleyiş...
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Gepidler sadaklarını doldurup yeniden geldiklerinde emirler Bylazora'dan ayrılmış, 9 atlı tarafından köylere dağıtılıyorlardı.
Komutan Khrunus'un birliği Gepid birliklerine en yakın köy olduğundan ilk saldırı ona geldi, zihinleri açık ve tetikte akıncılar Romalıların evlere girdiğini ve savunma hazırlıkları yaptıklarını görünce gayet rahat bir şekilde çatıdaki sazlıkları ateşe verdiler, sadece birkaç dakika içinde evler yanmaya başladı ve Romalılar Khranus'un emirleriyle hiç vakit kaybetmeden köyün meydanında birleşmek için koşturmaya başladılar.Bazı okçular hayatları pahasına arkadaşlarını korumak için ağaç, çit yada ne bulurlarsa onun arkasından Gepidlere ok atmaya çalıştılar ama Gepidler atlarını sürerken ok atıyorlardı ve Roma okçuları da o kadar tecrübeli değillerdi.Birçok Romalı kalkan duvarının arkasına geçemeden can verdi, ancak sonunda bütün kalkanlar birleştirildi ve Romalılar bir çember halinde köy merkezine yerleştiler.
Ancak Gepidler saldırmadılar, bu sefer emirler farklıydı.Uzaktan ok atıp Romalıları rahatsız etseler de fazla yaklaşmadılar.
***
Gepidler Komutan Halinus'un koruduğu köye bir süre ok yağdırdılar, ancak sonra devriyeler açık alanda dağılan Romalıları fark etti.Onlara yetişme çabası içinde Gepidler kendilerini zorlayarak yağma yapmama emrine uydular, ancak içlerinden bir kısmı yolu kısaltmak için köyden geçerken tuzaklara takılıp can verdi.Romalılar erken davranıp iyi yol alsalar da deli gibi at süren Gepidler arkalarından yetiştirip ok yağdırdılar.Askerler ne kadar gaza getirilmiş olsalar da yaralı arkadaşlarını rahat ettirmek için kendilerini feda edebilecek kadar vatansever değillerdi.Ancak Halinus, kendisini bile şaşırtan bir hamleyle hem kaçan askerlerine zaman kazandırmak hem de en azından birkaç yaralıyı kurtarabilmek için birkaç gönüllü ile Gepid atlılarına saldırdı.Bu sırada yürüyemeyecek durumdaki yaralılar kurtarıldılar, Halinus ve gönüllüler kalkanlarını birleştirip atlılara saldırdılar.Ancak Gepidlere verilen emir, birkaç idam cezasıyla netleştirilmişti, kesinlikle yakın dövüşe girilmeyecek ve 9 köy haricindeki Romalılara saldırılmayacaktı.Halinus bildiği bütün dillerde küfürler savurup Gepidleri tahrik etmeye çalışsa da Gepidliler etraflarını sarıp uzaktan ok atmayı sürdürdüler ve en sonunda içlerinden biri vurulunca kalkan duvarı yarılmış oldu, anında gelen 3 ok diğer 2 Romalıyı da öldürdü, Halinus son kalan adamıyla birlikte yeni bir duvar yapmaya çalışırken vuruldu.Dördüncü ok geldiğinde hala ayakta durmaya çalışıyordu.Ne yazık ki onun ölümünü gören hiçbir Romalı yoktu.
***
Teğmen Julius'un askerlerinin kurduğu kalkan duvarında hiçbir mızrak olmaması Gepidleri teşvik etse de hiçbiri fazla yaklaşmadı.Ancak evlerde camlardan ok atan az sayıda insanın olması sazlık tavanlara alevli ok atılmasını engelleyemedi.Kısa sürede köyün yarısı yandı, okçular kalkan duvarının arkasına kaçıştı.Gepidler tekrar uzaklaşıp köylerin arasındaki devriyelerine geri döndüler.
***
Komutan Rilous'a emir getiren ulak yolda Gepidlere yakalandı ve emir ele geçirildi.Bu haber Gepid Prensine iletilince prens deliye döndü ve devriye komutanlarından -diğer emirleri kaçıranları- kendi eliyle öldürdü.
Komutan Rilous ise askerlerini köye dağıtmış, bir kısmıyla da kalkan duvarı yapmıştı.En az kayıp veren köy bu oldu çünkü köy en güneyde kaldığından her tarafa açılan camlara sahipti ve evleri doldurmuş olan okçular Gepidleri uzak tutacak birkaç isabette bulundular.
***
Yüzbaşı Sopimius ve askerleri köyün merkez binasında mevzilendiler, Gepidler köyün dışından dolanarak evi yakmaya çalıştılar, ancak çatı ve tahta duvarlar alev alır almaz Romalılar dışarı fırladılar ve bu atiklikle (ön tarafta henüz dumanlar gözükmüyordu) Gepidlerle burun buruna geldiler.Gepidler bir süre yakın dövüşü kabullendiler, iki taraf da cesurca dövüştü, iki taraf da kayıplar verdi.Ancak Romalılar büyük oranda kalkan duvarları sayesinde korundular, Gepidler de bir süre sonra prensin emrine uyup geri çekildiler.Bu sırada ok yağdırdılar ancak Romalılar, Hunlar gibi atlı okçulara sahip olmayan Gepidlerin oklarını kolayca defettiler.
***
Komutan Sahus'un askerleri tüm köylerdekilerin en şanssızıydı.Ulak emri getirince Sahus askerlerini hazırlamıştı ancak Gepid gözcüler de ulağı fark etmişlerdi.Belki tecrübesizliklerinden belki de üşengeçliklerinden ulağı kovalamadılar.Ancak Sahus ve askerleri köyü boşaltınca korkup diğer devriyeleri çağırdılar ve Şans Tanrılarının yüzlerine gülmediği Romalılar, hiç de planlanmamış bir tuzağa düştüler, açık alanda Gepid atlılarına rastladılar.
Romalılar dört taraftan gelen ok yağmuru nedeniyle ağır kayıplar verdiler, duvar kurulunca Gepidler sanki hayattaki tek arzuları buymuşçasına oklarını atmaya devam ettiler, nerede bir kol yada bacak görseler oraya ok attılar.Devamında gelen acı dolu haykırış duvardan bir kalkanın eksilmesi ve üç saniye içinde doldurulayacak bir boşluğu gösteriyordu.Ancak o üç saniye içinde o boşluğa ondan fazla ok girdiğinden boşluklar giderek büyüyordu.Bu yüzden Sahus planının tutmadığını gördü ve askerlerine hücum emri verdi.
Romalıların yok olmasını yine Gepidlerin atlı okçulukta pek hünerli olmamaları sağladı.100 adımdan daha yakınlardı, bu sayede onlar atlarını hareket ettirene kadar Romalılar yaklaşmışlardı ve Gepidler savaş aşkı ile doluydular.Hemen düzensiz bir süvari hücumu ile Roma saflarına daldılar.
Yarım saatten kısa süren savaşta Gepidler büyük kayıp verdiler, ancak Sahus hala açık alandaydı ve geri çekilen Gepid atlılarını yararak açtıkları yoldan giderken arkalarından ok yemeye devam ettiler.
***
Çavuş Luca'ya emri getiren ulak yolda oklarla vuruldu ancak atı cesedini köye getirmeyi başardı.Ancak onu takip edenler öldüğüne emin olamadıklarından bir anda karşılarına çıkan Romalılara saldırmakta tereddüt etmediler, emir ancak saldırı bittikten sonra okunabildi, okunduğunda bir anlamı kalmamıştı.O saatten sonra prensin emrini zorlamamaya kararlı Gepidler uzaktan ok atışını sürdürdüler.
***
Plautis'in askerleri zaten köyü boşaltmışlardı ve şehire dönme hazırlıklarını yapıyorlardı.Şehre en yakın köyde olduklarından Gepidler tarafından fazla hırpalanmadan gelebildiler, ancak ok yağmuru nedeniyle yaralıları geride bırakmak zorunda kalmışlardı.
***
Binbaşı Hurisus Gepidler ona gelen ulağı yolda öldürdükleri için zaten sinirlenmişti.Barbar pislikler, bir de genç ulağın kafasını ve kollarını kopartıp köye yakın bir mesafeye getirip onlara doğru sallayınca çileden çıktı.Köyün etrafına çok, çok sayıda çukur kazdı.Bu çukurlar savunma çukuru gibi gözükse de Gepidler kazıcıları koruyan kalkanları ok yağmuruna tutarken Hurisus çukurlarla bağlantısız birçok yere de tuzaklar kurdu.Askerleri, komutanlarının sinirine ve gururuna alışkınlardı.Uzun süreli bir kuşatmaya hazırlıklıydılar.Köy meydanındaki üç kuyudan birinden çekilen sularla bir takım asker alevli oklara karşı evleri korumakla sorumluydu.Hurisus miğferini çıkarmış oradan oraya koşuyor, askerlerinin emirlerini yerine getirip getirmediğini denetliyor, bağırıp çağırıyordu.
Yanından geçerken yeni askere alınmış bir genç, arkadaşına "Buradan sağ çıksın, general olmazsa ben de sarışın bir Berberiyim." diye fısıldadı.Aynı anda,kulakları iyi duymasa da gözleri keskin olan komutan tarafından işten kaytardığı için bir tokatla ödüllendirildi.
-------------
Kalan sayılar-Romalıların köylere eşit sayıda dağıldığı varsayılmıştır.
6995---(695 kayıp verdiler)
Gepid Akıncıları
9380
Komutan Khrunus'un birliği Gepid birliklerine en yakın köy olduğundan ilk saldırı ona geldi, zihinleri açık ve tetikte akıncılar Romalıların evlere girdiğini ve savunma hazırlıkları yaptıklarını görünce gayet rahat bir şekilde çatıdaki sazlıkları ateşe verdiler, sadece birkaç dakika içinde evler yanmaya başladı ve Romalılar Khranus'un emirleriyle hiç vakit kaybetmeden köyün meydanında birleşmek için koşturmaya başladılar.Bazı okçular hayatları pahasına arkadaşlarını korumak için ağaç, çit yada ne bulurlarsa onun arkasından Gepidlere ok atmaya çalıştılar ama Gepidler atlarını sürerken ok atıyorlardı ve Roma okçuları da o kadar tecrübeli değillerdi.Birçok Romalı kalkan duvarının arkasına geçemeden can verdi, ancak sonunda bütün kalkanlar birleştirildi ve Romalılar bir çember halinde köy merkezine yerleştiler.
Ancak Gepidler saldırmadılar, bu sefer emirler farklıydı.Uzaktan ok atıp Romalıları rahatsız etseler de fazla yaklaşmadılar.
***
Gepidler Komutan Halinus'un koruduğu köye bir süre ok yağdırdılar, ancak sonra devriyeler açık alanda dağılan Romalıları fark etti.Onlara yetişme çabası içinde Gepidler kendilerini zorlayarak yağma yapmama emrine uydular, ancak içlerinden bir kısmı yolu kısaltmak için köyden geçerken tuzaklara takılıp can verdi.Romalılar erken davranıp iyi yol alsalar da deli gibi at süren Gepidler arkalarından yetiştirip ok yağdırdılar.Askerler ne kadar gaza getirilmiş olsalar da yaralı arkadaşlarını rahat ettirmek için kendilerini feda edebilecek kadar vatansever değillerdi.Ancak Halinus, kendisini bile şaşırtan bir hamleyle hem kaçan askerlerine zaman kazandırmak hem de en azından birkaç yaralıyı kurtarabilmek için birkaç gönüllü ile Gepid atlılarına saldırdı.Bu sırada yürüyemeyecek durumdaki yaralılar kurtarıldılar, Halinus ve gönüllüler kalkanlarını birleştirip atlılara saldırdılar.Ancak Gepidlere verilen emir, birkaç idam cezasıyla netleştirilmişti, kesinlikle yakın dövüşe girilmeyecek ve 9 köy haricindeki Romalılara saldırılmayacaktı.Halinus bildiği bütün dillerde küfürler savurup Gepidleri tahrik etmeye çalışsa da Gepidliler etraflarını sarıp uzaktan ok atmayı sürdürdüler ve en sonunda içlerinden biri vurulunca kalkan duvarı yarılmış oldu, anında gelen 3 ok diğer 2 Romalıyı da öldürdü, Halinus son kalan adamıyla birlikte yeni bir duvar yapmaya çalışırken vuruldu.Dördüncü ok geldiğinde hala ayakta durmaya çalışıyordu.Ne yazık ki onun ölümünü gören hiçbir Romalı yoktu.
***
Teğmen Julius'un askerlerinin kurduğu kalkan duvarında hiçbir mızrak olmaması Gepidleri teşvik etse de hiçbiri fazla yaklaşmadı.Ancak evlerde camlardan ok atan az sayıda insanın olması sazlık tavanlara alevli ok atılmasını engelleyemedi.Kısa sürede köyün yarısı yandı, okçular kalkan duvarının arkasına kaçıştı.Gepidler tekrar uzaklaşıp köylerin arasındaki devriyelerine geri döndüler.
***
Komutan Rilous'a emir getiren ulak yolda Gepidlere yakalandı ve emir ele geçirildi.Bu haber Gepid Prensine iletilince prens deliye döndü ve devriye komutanlarından -diğer emirleri kaçıranları- kendi eliyle öldürdü.
Komutan Rilous ise askerlerini köye dağıtmış, bir kısmıyla da kalkan duvarı yapmıştı.En az kayıp veren köy bu oldu çünkü köy en güneyde kaldığından her tarafa açılan camlara sahipti ve evleri doldurmuş olan okçular Gepidleri uzak tutacak birkaç isabette bulundular.
***
Yüzbaşı Sopimius ve askerleri köyün merkez binasında mevzilendiler, Gepidler köyün dışından dolanarak evi yakmaya çalıştılar, ancak çatı ve tahta duvarlar alev alır almaz Romalılar dışarı fırladılar ve bu atiklikle (ön tarafta henüz dumanlar gözükmüyordu) Gepidlerle burun buruna geldiler.Gepidler bir süre yakın dövüşü kabullendiler, iki taraf da cesurca dövüştü, iki taraf da kayıplar verdi.Ancak Romalılar büyük oranda kalkan duvarları sayesinde korundular, Gepidler de bir süre sonra prensin emrine uyup geri çekildiler.Bu sırada ok yağdırdılar ancak Romalılar, Hunlar gibi atlı okçulara sahip olmayan Gepidlerin oklarını kolayca defettiler.
***
Komutan Sahus'un askerleri tüm köylerdekilerin en şanssızıydı.Ulak emri getirince Sahus askerlerini hazırlamıştı ancak Gepid gözcüler de ulağı fark etmişlerdi.Belki tecrübesizliklerinden belki de üşengeçliklerinden ulağı kovalamadılar.Ancak Sahus ve askerleri köyü boşaltınca korkup diğer devriyeleri çağırdılar ve Şans Tanrılarının yüzlerine gülmediği Romalılar, hiç de planlanmamış bir tuzağa düştüler, açık alanda Gepid atlılarına rastladılar.
Romalılar dört taraftan gelen ok yağmuru nedeniyle ağır kayıplar verdiler, duvar kurulunca Gepidler sanki hayattaki tek arzuları buymuşçasına oklarını atmaya devam ettiler, nerede bir kol yada bacak görseler oraya ok attılar.Devamında gelen acı dolu haykırış duvardan bir kalkanın eksilmesi ve üç saniye içinde doldurulayacak bir boşluğu gösteriyordu.Ancak o üç saniye içinde o boşluğa ondan fazla ok girdiğinden boşluklar giderek büyüyordu.Bu yüzden Sahus planının tutmadığını gördü ve askerlerine hücum emri verdi.
Romalıların yok olmasını yine Gepidlerin atlı okçulukta pek hünerli olmamaları sağladı.100 adımdan daha yakınlardı, bu sayede onlar atlarını hareket ettirene kadar Romalılar yaklaşmışlardı ve Gepidler savaş aşkı ile doluydular.Hemen düzensiz bir süvari hücumu ile Roma saflarına daldılar.
Yarım saatten kısa süren savaşta Gepidler büyük kayıp verdiler, ancak Sahus hala açık alandaydı ve geri çekilen Gepid atlılarını yararak açtıkları yoldan giderken arkalarından ok yemeye devam ettiler.
***
Çavuş Luca'ya emri getiren ulak yolda oklarla vuruldu ancak atı cesedini köye getirmeyi başardı.Ancak onu takip edenler öldüğüne emin olamadıklarından bir anda karşılarına çıkan Romalılara saldırmakta tereddüt etmediler, emir ancak saldırı bittikten sonra okunabildi, okunduğunda bir anlamı kalmamıştı.O saatten sonra prensin emrini zorlamamaya kararlı Gepidler uzaktan ok atışını sürdürdüler.
***
Plautis'in askerleri zaten köyü boşaltmışlardı ve şehire dönme hazırlıklarını yapıyorlardı.Şehre en yakın köyde olduklarından Gepidler tarafından fazla hırpalanmadan gelebildiler, ancak ok yağmuru nedeniyle yaralıları geride bırakmak zorunda kalmışlardı.
***
Binbaşı Hurisus Gepidler ona gelen ulağı yolda öldürdükleri için zaten sinirlenmişti.Barbar pislikler, bir de genç ulağın kafasını ve kollarını kopartıp köye yakın bir mesafeye getirip onlara doğru sallayınca çileden çıktı.Köyün etrafına çok, çok sayıda çukur kazdı.Bu çukurlar savunma çukuru gibi gözükse de Gepidler kazıcıları koruyan kalkanları ok yağmuruna tutarken Hurisus çukurlarla bağlantısız birçok yere de tuzaklar kurdu.Askerleri, komutanlarının sinirine ve gururuna alışkınlardı.Uzun süreli bir kuşatmaya hazırlıklıydılar.Köy meydanındaki üç kuyudan birinden çekilen sularla bir takım asker alevli oklara karşı evleri korumakla sorumluydu.Hurisus miğferini çıkarmış oradan oraya koşuyor, askerlerinin emirlerini yerine getirip getirmediğini denetliyor, bağırıp çağırıyordu.
Yanından geçerken yeni askere alınmış bir genç, arkadaşına "Buradan sağ çıksın, general olmazsa ben de sarışın bir Berberiyim." diye fısıldadı.Aynı anda,kulakları iyi duymasa da gözleri keskin olan komutan tarafından işten kaytardığı için bir tokatla ödüllendirildi.
-------------
Kalan sayılar-Romalıların köylere eşit sayıda dağıldığı varsayılmıştır.
6995---(695 kayıp verdiler)
Gepid Akıncıları
9380
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
Doğu Roma Prensi Mechane İdea konakta oturuyordu. Mutluluk verici bir haberler gelmişti bugün. Ama Mechane mutlu değildi. Aksine sıkkındı. Elinde bir kaç adet mektup vardı. Bunlardan 30 tanesi bu gün gönderilmişti. Bunlar yarın gönderilecekti. Mechane yazmaktan yorulmuş elleriyle, uykusuz gözlerini ovuşturdu. Yavaşça kafasını, gecenin siyahıyla boyanmış gökyüzüne bakan pencereye çevirdi . Bakışlarını biraz indirince Bylazora yolu görünüyordu. Habercinin geldiği yol. Şu an 5 kişinin uzaklaştığı yol. Atlılara baktı ve gülümsedi. Gülümsemek iyi gelmişti. Kafasını mektuplara çevirdi. Yazmaya devam etti. Büyük oda da sadece kalemin istikrarlı bir şekilde kağıda vuruluşu ve alıp verilen nefes duyuluyordu.
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Romalılar köylerde tutunmaya çalışıyorlardı.Artık tamamen kuşatılmışlardı ve bir kısmı ümidi kesmişti.Gepidler artık sadece Romalıları kışkırtmak için kısa süreli saldırılarda bulunuyorlardı ama bu küçük saldırılar Romalıların uykularını bölüyor ve morallerini çökertiyordu.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
Hurisus sinirle köyde ki hanı adımlıyordu. Ne yapacaktı? Kahrolası Gepidler orduyu iyicene harap etmişti. Tanrı ve kahrolası İsa adına! Buradan bir an önce çıkmam lazım. Hurisus prensin onları bu cehennem çukuruna gönderirken ne düşündüğünü tahmin bile edemiyordu. Yada ediyordu ama gerçekten korkuyordu. Mechane'yi severdi. Mechane'de onu çoğu kişiden daha çok severdi. Bazen çocukla aynı odada uzun kalmak rahatsız edici olabiliyordu. Çocuk gereğinden fazla soğuktu. Yinede çocukla dosttular. Bunlara reğmen çocuğun büyük ihtimalle yeni kahraman hikayeleri çıksın diye(Mechane'yi duygulu gördüğü tek an o kahraman komutanın hikayesini anlatırkendi. Açıkçası Hurisus'un yaşlı kalbi de biraz ısınmıştı. Çocuk yüz yıllardır ölü kalan bir şeyi yeniden canlandırmıştı) göndermişti bu bütün orduları. Tabii Hirusus hariç. Çoğundan daha büyük ve deneyimliydi onun ordusu. Her ne olursa olsun özellikle Halinus'un ölümü ile bunu başarmıştı(Halinus'un hikayesini onlara anlatan Mısırlı askerlerden oluşan bir keşif bölüğüydü) çocuk. Ama sonrası. Sonrası için Hurisus'a güveniyor olabilir miydi? Hurisus yere tükürdü. Lanet çocuk ondan bunu beklemiyor talep ediyordu. Hurisus zamanın geldiğini düşünerek (artık diğer köydekiler de yola çıkmış olmalıydı) emirileri vermek için birini çağırttı. Gelen asker geçen hafta tokat attığı tembeldi. Bir yutkunup yere eğilen asker Hurisus'a baktı. Hurisus hızlıca emirleri vermeye başladı. " Orduyu toplayıp Bylazora'ya geri dönüyoruz. Dışarı çıkarken askerleri kaplumbağa pozisyonunda hazırlamalarını söyle." Biraz durduktan sonra yüzünü buruşturup ekledi "Hiçbir atlının üzerinden ezemeyeceği şekilde. Ayrıca oklarla delik deşik olmasak da iyi olur." Ani çekilme emri yüzünden şaşıran çocuk bir süre durdu. Hurisus askere bir tokat daha indirdi. " Koş be adam savaş seni beklemiyor!" Ardından hırsını alamadığı için öbür yanağına da bir tokat geçirdi. Yeterince hızlanmış olan asker koşarak odadan çıktı. Dışarıda gürültülerin başlaması ile Hurisus emir yağdırmak için handan çıktı. Kahrolası diğer komutanlar da bunu akıl etse iyi olur. Eğlenceler katılan kişiyle ölçülür. Ve bizim arenamızda ne kadar Romalı olursa o kadar iyi... Hurisus'un kahreden dualarından usanmış olan tanrılar, Hurisus'u duydu. Ve kabul etti. Hurisus ordusunu toparlarken diğerleri de aynı planlarla yola çıkmaya karar vermişti...
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Hurisus komutasındaki roma piyadeleri sisli bir şafak vaktinde köyden ayrıldılar.Hurisus, yakındaki birkaç köye en tecrübeli adamlarını göndermişti, onların Gepidlere yakalanmayacağından adı gibi emindi.
Şafak vakti, Gepid atlıları uzun süren kuşatmadan sıkılmış, köylerle şehirler arasına çadırlarını kurmuş yatarken piyedeler sisle birlikte hareket etmeye başladılar.Hurisus, kendi Pilum'u ile bir nöbetçiyi hakladı, ancak bir baskın yapma konusundaki bahşi hislerini dindirmeyi başardı.
Onlar sisten yararlanıp sinsice ilerlerken sisin içindeki kampları göremiyorlardı, belki de görebilseler bu kadar cesur olamazlardı.
Hurisus ve birkaç yüz askeri bin kadar Gepid atlısının arasından geçip gitti.Romalıların hepsi açtı, yorgundu, yaralıydı.Buna rağmen, tek kurtuluşlarının sessiz bir şekilde ilerleyip şehre varmak olduğunu bildiklerinden nefes alırken bile düşünerek yürüdüler.
En sonunda, sis zayıflamaya başladığında şehrin surlarını gördüler.Aynı anda batıda bir birlik gördüler, bunu Gepid ordusu sanarak silah başı yaptılar.Ancak bunun komutan Rilous ve askerleri olduğunu gördüler.Haftalardır ayrı kalmanın verdiği heyecan ile sarılıp sessizce kucaklaştılar ve şehre doğru ilerlediler.
Ancak Hurisus arkada kalmıştı.Çözülen sis içinde gözlerini zorlayarak arkasına bakıyordu.Ve tam o bakarken sisin içinde suretler gözükmeye başladı, romalı piyadeler koşuyordu, bazıları ağır kalkanlarını, mızraklarını atmıştı.Tüm düzenlerini bozmuşlardı.Gepid atlıları takibe başlasalar bile geç kaldıklarından küfrederek silah başı yapıyordu.
Hurisus gladiusunu çekerek kalkanını kaldırdı.Her zaman tecrübelerine güvendiği için hazırda tuttuğu 10 adamını yanına çağırdı.Komutanlarının tüm sertliğine rağmen onu ölümüne takip etmeye kararlı askerleri de silahlarını hazırlayıp geri dönmeye davrandı ama Hurisus kükreyerek "ŞEHRE GİRİN!" deyince istemeden de olsa sırtlarını komutanlarına döndüler.
İlk Romalılar yanından geçerken Hurisus, 10 adamını iki saf halinde dizerek ortalarına geçti.Kalkanlarını birleştirdiler.Eskinin lejyonlarını andırır bir disiplin içinde Gepidleri beklemeye başladılar.Hurisus dayanamayarak haykırdı:
"Gelin ve geberin kahrolası barbarlar!"
Bu sözleri, savaş tanrısının hoşuna gitmiş olacak ki aynı anda Gepid atlıları hücuma geçtiler.Önlerinde silahlarını atmış kaçışan Roma piyadeleri vardı.
Şafak vakti, Gepid atlıları uzun süren kuşatmadan sıkılmış, köylerle şehirler arasına çadırlarını kurmuş yatarken piyedeler sisle birlikte hareket etmeye başladılar.Hurisus, kendi Pilum'u ile bir nöbetçiyi hakladı, ancak bir baskın yapma konusundaki bahşi hislerini dindirmeyi başardı.
Onlar sisten yararlanıp sinsice ilerlerken sisin içindeki kampları göremiyorlardı, belki de görebilseler bu kadar cesur olamazlardı.
Hurisus ve birkaç yüz askeri bin kadar Gepid atlısının arasından geçip gitti.Romalıların hepsi açtı, yorgundu, yaralıydı.Buna rağmen, tek kurtuluşlarının sessiz bir şekilde ilerleyip şehre varmak olduğunu bildiklerinden nefes alırken bile düşünerek yürüdüler.
En sonunda, sis zayıflamaya başladığında şehrin surlarını gördüler.Aynı anda batıda bir birlik gördüler, bunu Gepid ordusu sanarak silah başı yaptılar.Ancak bunun komutan Rilous ve askerleri olduğunu gördüler.Haftalardır ayrı kalmanın verdiği heyecan ile sarılıp sessizce kucaklaştılar ve şehre doğru ilerlediler.
Ancak Hurisus arkada kalmıştı.Çözülen sis içinde gözlerini zorlayarak arkasına bakıyordu.Ve tam o bakarken sisin içinde suretler gözükmeye başladı, romalı piyadeler koşuyordu, bazıları ağır kalkanlarını, mızraklarını atmıştı.Tüm düzenlerini bozmuşlardı.Gepid atlıları takibe başlasalar bile geç kaldıklarından küfrederek silah başı yapıyordu.
Hurisus gladiusunu çekerek kalkanını kaldırdı.Her zaman tecrübelerine güvendiği için hazırda tuttuğu 10 adamını yanına çağırdı.Komutanlarının tüm sertliğine rağmen onu ölümüne takip etmeye kararlı askerleri de silahlarını hazırlayıp geri dönmeye davrandı ama Hurisus kükreyerek "ŞEHRE GİRİN!" deyince istemeden de olsa sırtlarını komutanlarına döndüler.
İlk Romalılar yanından geçerken Hurisus, 10 adamını iki saf halinde dizerek ortalarına geçti.Kalkanlarını birleştirdiler.Eskinin lejyonlarını andırır bir disiplin içinde Gepidleri beklemeye başladılar.Hurisus dayanamayarak haykırdı:
"Gelin ve geberin kahrolası barbarlar!"
Bu sözleri, savaş tanrısının hoşuna gitmiş olacak ki aynı anda Gepid atlıları hücuma geçtiler.Önlerinde silahlarını atmış kaçışan Roma piyadeleri vardı.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Desteğe Gelen Kardeş
" Askerler durun! Burada biraz dinleneceğiz! Biliyorum çok yoruldunuz ama bunun karşılığını en iyi şekilde mukafatlandırılıcaksınız! "
Prenste çok yorulmuştu ama kardeşine bir an önce yardım etme isteği yorgunluğunu dindiriyordu. Bu olay ağabey- kardeş ilişkisini arttıracağını umuyordu ama böyle bir şey olma ihtimali % 1(yazıyla bir) olsa bile içinde bir umut vardı.
Askerler kalkın yürümeye devam! Bylazoraya girmek üzeriyiz hazırlanın savaş yakında!
Julius ve ordusu Bylazoraya sonunda girmişlerdi. Prens'in kalp atışları Bylazorada yankılanıyordu. Prens atlılara seslendi:
" Atlılar en ön safta olacaksınız! . Piyadeler siz atlılların arkasında olacaksınız! Saflarını yardığımız zaman en büyük işler size düşecek! Okçular size ihtiyacımız olacak gibi durmuyor ama ihtiyacımız olacağı zaman "Okçular en öne! " diyeceğim ve dediğim zaman siz atlılarla yer değiştiriceksiniz! "
Prens ve ordusu yola düştü gene. Belli bir süreden sonra ileriyi gördükleri zaman kargaşayı gördüler. Askerlerimizin ağı gitmiş bağı kalmıştı. Prens büyük bir sinirle askerlerine bağırdı:
"Atlılar, atlarınızı olabildiğince hızlı sürün!. Orada ölen askerlerimiz, bizim askerlerimiz!!!!!!! Unutmayın orda ölenler sizde olabilirdiniz! Biz Doğu Romalıyız. Söyleyin bana biz kimiz?"
"Doğu Romalıyız!!" diye bağırdı bütün askerler avazı çıktığı kadar.
"Madem Doğu Romalıyız gösterin kendinizi gösterin. Hücumm!!!!!!"
Prenste çok yorulmuştu ama kardeşine bir an önce yardım etme isteği yorgunluğunu dindiriyordu. Bu olay ağabey- kardeş ilişkisini arttıracağını umuyordu ama böyle bir şey olma ihtimali % 1(yazıyla bir) olsa bile içinde bir umut vardı.
Askerler kalkın yürümeye devam! Bylazoraya girmek üzeriyiz hazırlanın savaş yakında!
Julius ve ordusu Bylazoraya sonunda girmişlerdi. Prens'in kalp atışları Bylazorada yankılanıyordu. Prens atlılara seslendi:
" Atlılar en ön safta olacaksınız! . Piyadeler siz atlılların arkasında olacaksınız! Saflarını yardığımız zaman en büyük işler size düşecek! Okçular size ihtiyacımız olacak gibi durmuyor ama ihtiyacımız olacağı zaman "Okçular en öne! " diyeceğim ve dediğim zaman siz atlılarla yer değiştiriceksiniz! "
Prens ve ordusu yola düştü gene. Belli bir süreden sonra ileriyi gördükleri zaman kargaşayı gördüler. Askerlerimizin ağı gitmiş bağı kalmıştı. Prens büyük bir sinirle askerlerine bağırdı:
"Atlılar, atlarınızı olabildiğince hızlı sürün!. Orada ölen askerlerimiz, bizim askerlerimiz!!!!!!! Unutmayın orda ölenler sizde olabilirdiniz! Biz Doğu Romalıyız. Söyleyin bana biz kimiz?"
"Doğu Romalıyız!!" diye bağırdı bütün askerler avazı çıktığı kadar.
"Madem Doğu Romalıyız gösterin kendinizi gösterin. Hücumm!!!!!!"
Julius Valerius- Mesaj Sayısı : 145
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Tessalonica Yolcusu
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Onlarca Roma piyadesi yerde yatıyordu, onlarcası da kaçıyordu.Birçoğu Hurisus ve adamlarının arkasına geçmişti ancak çoğu hala Gepid atlılarının arasındaydı.Hurisus ve adamları ise iki saf halinde kalkanlarını birleştirmiş, dağınık halde gelen Gepid atlıları ile savaşıyorlardı.Elinde uzun bir mızrak tutmakta olan Hurisus, mızrağını bir atın boynuna saplarken yanındaki adamın bir ok ile vurulduğunu hissetti.Yanındaki adam devrilirken sonunun gelmekte olduğunu düşünüp mızrağını atın vücudunda bırakarak geri çekildi ama beklediği darbe hiç gelmedi.
Yardım gelmişti.
Gepidler duraksadılar.Hatta her şeyden habersiz Romalılar bile kaçmayı bırakıp durdular.Hiçkimse bir takviye beklemiyordu, hele hele şehirin aksi istikametteki güney yönünden hiç.Romalılar bunun düşman olduğuna inanıyorlardı, umut etmeye cesaret edemiyorlardı.Ancak sancaklar açılınca bunların Romalı olduğuna emin olabildiler.
Hurisus'un solundaki adam ağlıyordu.
Bu ses, deneyimli askeri kendisine getirdi.Şaşırmış atlıların onları unutuverdiğini fark ederek "HÜCUM!" diye kükredi.
Bozgun bir anda tersine döndü.Yüz kadar Roma piyadesi- şehre giremeyenler- bir anda silahlarını alarak Gepid atlılarına hücum ettiler.Çoğu kalkanını kaçarken atmıştı ancak hiçbiri korkmuyordu.Onları yönlendiren şey nefret ve hiddetti.Öyle bir histi ki hissettikleri, akıl ve mantık sınırlarını aşan bir cesaret kazanmışlardı.
Gepidler hazırlıksız yakalandılar.Yirmi kadarı bir anda katledildi.Kayıplarının artmasını ancak boruların ötüşü durdurabildi.
Gepid boruları, geri çekilme emri veriyordu.Roma takviye almıştı, evet.Ancak Gepid prensi gülümsüyordu.
Julius Valerius'un gaza gelmiş askerleri tepeden aşağı hücuma geçerken Gepid atlıları da saflar halinde diziliyordu.Hurisus, kendisini aşan bir şeylerin yaşandığını anlayıp sağ kalan adamları toplayıp şehre dönmüştü.8700 Gepid atlısı şehir ile takviye kuvvetlerin arasında dizilmişti.Sadece bu ordu bile iki tarafı yenebilecek güçteydi.Yine de şehre güvenli bir mesafe- üç ok atımı- bırakmışlardı.
Yardım gelmişti.
Gepidler duraksadılar.Hatta her şeyden habersiz Romalılar bile kaçmayı bırakıp durdular.Hiçkimse bir takviye beklemiyordu, hele hele şehirin aksi istikametteki güney yönünden hiç.Romalılar bunun düşman olduğuna inanıyorlardı, umut etmeye cesaret edemiyorlardı.Ancak sancaklar açılınca bunların Romalı olduğuna emin olabildiler.
Hurisus'un solundaki adam ağlıyordu.
Bu ses, deneyimli askeri kendisine getirdi.Şaşırmış atlıların onları unutuverdiğini fark ederek "HÜCUM!" diye kükredi.
Bozgun bir anda tersine döndü.Yüz kadar Roma piyadesi- şehre giremeyenler- bir anda silahlarını alarak Gepid atlılarına hücum ettiler.Çoğu kalkanını kaçarken atmıştı ancak hiçbiri korkmuyordu.Onları yönlendiren şey nefret ve hiddetti.Öyle bir histi ki hissettikleri, akıl ve mantık sınırlarını aşan bir cesaret kazanmışlardı.
Gepidler hazırlıksız yakalandılar.Yirmi kadarı bir anda katledildi.Kayıplarının artmasını ancak boruların ötüşü durdurabildi.
Gepid boruları, geri çekilme emri veriyordu.Roma takviye almıştı, evet.Ancak Gepid prensi gülümsüyordu.
Julius Valerius'un gaza gelmiş askerleri tepeden aşağı hücuma geçerken Gepid atlıları da saflar halinde diziliyordu.Hurisus, kendisini aşan bir şeylerin yaşandığını anlayıp sağ kalan adamları toplayıp şehre dönmüştü.8700 Gepid atlısı şehir ile takviye kuvvetlerin arasında dizilmişti.Sadece bu ordu bile iki tarafı yenebilecek güçteydi.Yine de şehre güvenli bir mesafe- üç ok atımı- bırakmışlardı.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
" Askerler!! Hepiniz hemen geri çekilin!! Okçular sıra sizin!!! " Prens böyle bir şeyin olabileceğine imkan vermiyordu ancak olmuştu. Görev okçulara düşmüştü. Okçulara güveniyordu onlarda en az kendisi gibi ustaydılar. Prens yayını çıkardı . Okunu çekip aldı. Okuna ve yayına şöyle bir baktı.
"Okçular yaylarınızı alın! Oklarınızı hazırlayın! Hedef al! Ateş!"
Prens,ok kullanmada usta olduğu için ve yayının özel olarak yapılmasındaki avantajlarını kullandı. En büyük avantajı yayının bir kerede 6( yazıyla altı) ok atabilmesiydi. Bu çok büyük bir avantajdı ama prensinde yeteneğinide göz ardı etmemek gerekiyor.
"Atış serbest !" diye gürledi prens. Gepidlerin asker sayısının gittikçe azalması prense büyük bir haz veriyordu. Atışa devam etti. Askerlerde öyle.
Prens okçulara baktı ve yorulduklarını gördü. Onları dinlendirme vakti geldiğini anladı.
" Okçular siz görevinizi laiki ile yaptınız! Dinlenme sırası sizde ama iyi dinlenin size takrar ihtiyacım olacağa benziyor! Atlılar ve piyadeler hazırlanın sıra sizde! Biliyorum hepinizin aklında aynı düşünce "Gepidleri nasıl yeneceğiz" ama bunun cevabını ben biliyorum ; hırsla, azimle, millet sevgisi ile yeneceğiz ! Hepinizin gözlerinde aynı cesareti görebiliyorum. Hepiniz bunu yapabilecek güçtesiniz ! Şimdi saldırın ve düşmanı bozguna uğratın! "
"Okçular yaylarınızı alın! Oklarınızı hazırlayın! Hedef al! Ateş!"
Prens,ok kullanmada usta olduğu için ve yayının özel olarak yapılmasındaki avantajlarını kullandı. En büyük avantajı yayının bir kerede 6( yazıyla altı) ok atabilmesiydi. Bu çok büyük bir avantajdı ama prensinde yeteneğinide göz ardı etmemek gerekiyor.
"Atış serbest !" diye gürledi prens. Gepidlerin asker sayısının gittikçe azalması prense büyük bir haz veriyordu. Atışa devam etti. Askerlerde öyle.
Prens okçulara baktı ve yorulduklarını gördü. Onları dinlendirme vakti geldiğini anladı.
" Okçular siz görevinizi laiki ile yaptınız! Dinlenme sırası sizde ama iyi dinlenin size takrar ihtiyacım olacağa benziyor! Atlılar ve piyadeler hazırlanın sıra sizde! Biliyorum hepinizin aklında aynı düşünce "Gepidleri nasıl yeneceğiz" ama bunun cevabını ben biliyorum ; hırsla, azimle, millet sevgisi ile yeneceğiz ! Hepinizin gözlerinde aynı cesareti görebiliyorum. Hepiniz bunu yapabilecek güçtesiniz ! Şimdi saldırın ve düşmanı bozguna uğratın! "
Julius Valerius- Mesaj Sayısı : 145
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Tessalonica Yolcusu
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Gepidler Romalılar ilerlemeye başladığı gibi saldırıya geçmişlerdi.Hunlar kadar iyi değillerdi, yada Vandallar kadar ancak yine de atlı okçuları kalın Roma saflarında delikler açmaya başlamıştı.Dağınık Gepid atlıları çok daha az zarar alarak geri çekildiler, sürekli olarak yer değiştiriyor, Bu sayede hiçbir atlı yorgun kalmıyordu.Okçular geri çekilirken Gepidler öne çıkan piyadelere ok yağdırmaya başladılar.Şimdi onları engelleyebilecek bir şey yoktu.
Julius Valerius komutasındaki Roma ordusu
500 atlı
640 okçu
3749 piyade
Gepid komutanı komutasındaki Gepid ordusu
8587 atlı
Julius Valerius komutasındaki Roma ordusu
500 atlı
640 okçu
3749 piyade
Gepid komutanı komutasındaki Gepid ordusu
8587 atlı
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: GEPİD AKINI
Prens, Gepid askerlerinin bozgununa uğramıştı ama yapacağını biliyordu. Boşuna savaş eğitmeni olmamıştı.
" Piyadeler , atlılar tekrar çekilin! Sıra okçularda ! Okçular umuyorum ki yeterince dinlenmişsinizdir! Hedefinizi ıskalamayın! Iskalayan ıskaladığı okun sayısı kadar işkence çeker! Bunu aklınızdan çıkarmayın! "
Prens sinirlenmişti sinirinin sebebi abisineydi. Neden gitti hala anlayamıyordu. Ağabeyi gelince Gepidleri yenebileceğine emindi ama Gepidlerin işlerini kendi bitirmek istiyordu. Yardımada hayır diyemezdi. Kaybetmeyi göze alıp bu cevabı kim verebilirdi? Prens, soruya cevabı kim verebilirdi bunu bilmiyordu ama o kişinin kendisi olmadığını biliyordu.
"Herkes kendi atına kendi erzaklarından versin! Atlar şuan için bize çok lazım! Gerekirse ölen askerlerin erzaklarını alın! Ne yaparsanız yapın ama şu atları besleyin "
Prens, askerlere çaktırmamayada çalışsa aslında çok yorulmuştu. Bir dakika bile dinlenmemişti. Çünkü o Doğu Roma prensiydi. Ona laik olmaya çalışıyordu. Kendisinin yorulduğunu belli ederse askerlerin kendisine olan saygısını ve güvenini yitirmelerinden korkuyordu ama korkmadığı bir şey varsa oda Gepid askerleriydi.
" Piyadeler , atlılar tekrar çekilin! Sıra okçularda ! Okçular umuyorum ki yeterince dinlenmişsinizdir! Hedefinizi ıskalamayın! Iskalayan ıskaladığı okun sayısı kadar işkence çeker! Bunu aklınızdan çıkarmayın! "
Prens sinirlenmişti sinirinin sebebi abisineydi. Neden gitti hala anlayamıyordu. Ağabeyi gelince Gepidleri yenebileceğine emindi ama Gepidlerin işlerini kendi bitirmek istiyordu. Yardımada hayır diyemezdi. Kaybetmeyi göze alıp bu cevabı kim verebilirdi? Prens, soruya cevabı kim verebilirdi bunu bilmiyordu ama o kişinin kendisi olmadığını biliyordu.
"Herkes kendi atına kendi erzaklarından versin! Atlar şuan için bize çok lazım! Gerekirse ölen askerlerin erzaklarını alın! Ne yaparsanız yapın ama şu atları besleyin "
Prens, askerlere çaktırmamayada çalışsa aslında çok yorulmuştu. Bir dakika bile dinlenmemişti. Çünkü o Doğu Roma prensiydi. Ona laik olmaya çalışıyordu. Kendisinin yorulduğunu belli ederse askerlerin kendisine olan saygısını ve güvenini yitirmelerinden korkuyordu ama korkmadığı bir şey varsa oda Gepid askerleriydi.
Julius Valerius- Mesaj Sayısı : 145
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Tessalonica Yolcusu
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: GEPİD AKINI
Doğu Roma Prensi Mechane İdea Bylazora surları üzerinde durmuş, süregelen savaşı izliyordu. Kardeşi... Kardeşinin sancağını ilk gördüğünde epey bir şaşırmıştı. O mu yardıma geldi? Her ne kadar o da babamızdan nefret etse de babam onu yönlendirmiş olabilirdi. Pekala senato da olabilir. Bölük senato... Patrik? O yalancı neler yapıyor bilmiyorum ama Julius'la uğraşmayacağı kesin. Kahpe patrik. Bu çukurda o kadar uzun süre kısılı kaldım ki, eve dönünce onu bile öpebilirim. Ama şu an ev uzak bir hayal. Yeterli zaman geçti. Artık yardım edebilirim. Kardeşimin gelmesi bir bakıma yararlı da oldu. Kaeso... Evet Kaeso'nun yerini doldurabilir. O fark etmeden daha güçlü bir tasma olabilir. Mechane düşünürken bir rüzgâr esti. Soğuktu. Belki burada baharı işaret ederdi kim bilir... Mechane'yi irkilten ısı değildi. Rüzgârla birlikte gelen savaşın, ölüm dolu kokusu ve çığlıklardı. Zaman gelmişti. Mechane hareketlendi. Bacaklarının tutulmuş olduğunu hisseti. Kaç saattir burada duruyorum? Birkaç adımla ayaklarını açtı. Ve şehirde ki yaverine takip etmesini işaret etti. Ahıra doğru yürürken aynı zamanda konuştu:
"Ordunun toplanmasını söyle. Tüm ordunun. Ama mancınıklara yetecek kadar kişi kalmalı. Avantajımızı kaybetmemeliyiz." Yaver dengesini kaybetti:
"Tüm ordu mu prensim?"
Mechane "Evet tüm ordu!" diyerek tersledi. Yaver şaşkınlıkla uzaklaşırken Mechane atına bindi. Artık yüzbaşı olan Spantus'a ve Yüzbaşı Lucius'a emirleri bildirmesi yeterdi. Diğerleri öğrenirdi. Mechane Bylazora sokaklarında ilerlemeye başladı. Her yerde bir telaş vardı. Köyden yeni gelenler şehri basmıştı. Hurisus... Eski dostum keşke çamaşırlarını biraz daha toplasaydın! Mechane kenarda duran bir erin omzundan yakaladı. Atın hızıyla adam yere yapıştı. Mechane atı durdurdu ve bağırdı:
"Asker kalk! Binbaşı Hurisus'a söyle askerlerin hepsini toplasın. Yüzbaşı Spantus onu bilgilendirecek. Gidiyoruz!"
Asker şüphe ve şaşkınlıkla bakarken Mechane, cebinden sadece Hurisus'un tanıyacağı bir mühürü adamın yüzüne fırlattı. Ve dörtnala ilerlemeye devam etti. Spantus'u barakasında buldu. Bir gurup askerle uğraşıyordu. Mechane hızlıca dostuna durumu anlattı. Son olarak da
"İlk önce Hurisus'a git dostum" diye ekledi. Mechane oradan ayrılırken Spantus'un yüzünde bir gülümseme gördü. Gailaus. Onu onurlandırmak için seviniyor. Gailaus hangimizi etkilemedin ki? Bu bana ve ülkeme verdiğin yeni ateş umarım küllerimizden doğmamızı sağlar. Doğu Roma için... Mechane kendi kendine son cümlesini tekrarlarken Lucius'un geçici kulübesine vardı. Kapıda ki muhafızın, şaşkın bakışlarından geçip içeri girdi. Salon boştu. Arka odadan gelen seslere kulak asmadan hızlıca odaya girdi. Lucius bir kadının üzerinde dans ediyordu.
"Sokrates aşkına adam dışarıda savaş olup da, binlerce asker şehre doluşmuşken burasını haremin mi sandın?!" diye kızgınlıkla haykırarak kadını göğsünden tuttuğu gibi odanın ucuna fırlattı. Lucius özürler dilerken Mechane kadını inceledi. Güzel ve gayet çekici... Belki Constantinople'de. diye düşündü çoğunlukla öfke, milliyetçilik ve azıcık şehvetle. Mechane hala zırvalayan Lucius'a döndü ve sesini kesmesini emretti. Olan biteni açıkladıktan sonra evden çıktı. Atına bindi. Askerlerin düzelmesine yardım etti. Sonunda bir elçi her komutanın hazır olduğunu bildirdi. Mechane büyükçe bir barakaya girip planlarını ve dizilimleri komutanlara anlattı. Ardında şehir hakkında son emirleri verip ordunun harekete geçmesini emretti. Bylazora'dan çıkarken bir hüzün duydu. Her şey boşuna giderse o ölürse bu ülke nasıl yükselecekti? Bilgi asla ölmez diye düşündü umutla. Doğu Roma'nın bu kahramanlıkları imparatorluğu çöküşten kurtarsın ölmeye bile razıyım. Benim yaşamak için nedenlerim, sadece hayallerim...
Mechane ordusunu savaşın arkasına, ok atmaya hazır bir şekilde dizdi. Atlılar kanatlara, piyadeler öne ve okçular arkaya. Piyadelerin cesur ön sırası mızraklarını kaldırmıştı. Arkada ise savaşı bekleyen kılıç ve kalkanlı Doğu Roma askerleri. Ve onların ardında elleri sadaklarında okçular. Atlılar ise kanatlarda her an birleşmeye hazır duruyordu. Mechane tam ortada savaştan kısmen uzakta çevresinde özel korumaları, Spantus ve Hurisus ile duruyordu.
"Okları çekin" diye bağırdı. Komutanlar bu sözleri yankıladı. Yayların gerilişinin sesi, Mechane'nin gergin zihninden de geliyor olabilirdi. Çoğu şey bu savaş bağlıydı. Ve en azından ülkesinin avantajına olmalıydı bu bağlar. Mechane önlerinde ki tüm ölüm seslerini yırtıp, sadece ordusunun duyabileceği bir şekilde konuşmaya başladı:
"Doğu Roma'nın cesur askerleri. Hazır olun. Köylerde dökülen kahramanların kanları, Gailaus ve yüce bölüğünün kanlarının hesabı bugün alınacak. Tanıdığınız her tanrıya ve düşünceye dua etmenizi istiyorum sizden. Zafer için değil. Doğu Roma için. Bizim ölümümüz gerçekleşirse bu toprağı yararlı kılalım diye. Doğu Roma yükselsin diye! Ben Doğu Roma Prensi Mechane İdea bu kahrolası Gepidler'i ülkemizin sınırları içinden atmak için yardım istiyorum sizden! Ben Mechane İdea Doğu Roma için ölmenizi istiyorum sizden kardeşlerim! DOĞU ROMA İÇİN!" Doğu Roma Prensi Mechane İdea coşkuyla haykırırken askerlerin yürekleri coşkuyla doldu. Hurisus'un güldüğünü duydu Mechane. Sonra ise oklar uçtu...
"Ordunun toplanmasını söyle. Tüm ordunun. Ama mancınıklara yetecek kadar kişi kalmalı. Avantajımızı kaybetmemeliyiz." Yaver dengesini kaybetti:
"Tüm ordu mu prensim?"
Mechane "Evet tüm ordu!" diyerek tersledi. Yaver şaşkınlıkla uzaklaşırken Mechane atına bindi. Artık yüzbaşı olan Spantus'a ve Yüzbaşı Lucius'a emirleri bildirmesi yeterdi. Diğerleri öğrenirdi. Mechane Bylazora sokaklarında ilerlemeye başladı. Her yerde bir telaş vardı. Köyden yeni gelenler şehri basmıştı. Hurisus... Eski dostum keşke çamaşırlarını biraz daha toplasaydın! Mechane kenarda duran bir erin omzundan yakaladı. Atın hızıyla adam yere yapıştı. Mechane atı durdurdu ve bağırdı:
"Asker kalk! Binbaşı Hurisus'a söyle askerlerin hepsini toplasın. Yüzbaşı Spantus onu bilgilendirecek. Gidiyoruz!"
Asker şüphe ve şaşkınlıkla bakarken Mechane, cebinden sadece Hurisus'un tanıyacağı bir mühürü adamın yüzüne fırlattı. Ve dörtnala ilerlemeye devam etti. Spantus'u barakasında buldu. Bir gurup askerle uğraşıyordu. Mechane hızlıca dostuna durumu anlattı. Son olarak da
"İlk önce Hurisus'a git dostum" diye ekledi. Mechane oradan ayrılırken Spantus'un yüzünde bir gülümseme gördü. Gailaus. Onu onurlandırmak için seviniyor. Gailaus hangimizi etkilemedin ki? Bu bana ve ülkeme verdiğin yeni ateş umarım küllerimizden doğmamızı sağlar. Doğu Roma için... Mechane kendi kendine son cümlesini tekrarlarken Lucius'un geçici kulübesine vardı. Kapıda ki muhafızın, şaşkın bakışlarından geçip içeri girdi. Salon boştu. Arka odadan gelen seslere kulak asmadan hızlıca odaya girdi. Lucius bir kadının üzerinde dans ediyordu.
"Sokrates aşkına adam dışarıda savaş olup da, binlerce asker şehre doluşmuşken burasını haremin mi sandın?!" diye kızgınlıkla haykırarak kadını göğsünden tuttuğu gibi odanın ucuna fırlattı. Lucius özürler dilerken Mechane kadını inceledi. Güzel ve gayet çekici... Belki Constantinople'de. diye düşündü çoğunlukla öfke, milliyetçilik ve azıcık şehvetle. Mechane hala zırvalayan Lucius'a döndü ve sesini kesmesini emretti. Olan biteni açıkladıktan sonra evden çıktı. Atına bindi. Askerlerin düzelmesine yardım etti. Sonunda bir elçi her komutanın hazır olduğunu bildirdi. Mechane büyükçe bir barakaya girip planlarını ve dizilimleri komutanlara anlattı. Ardında şehir hakkında son emirleri verip ordunun harekete geçmesini emretti. Bylazora'dan çıkarken bir hüzün duydu. Her şey boşuna giderse o ölürse bu ülke nasıl yükselecekti? Bilgi asla ölmez diye düşündü umutla. Doğu Roma'nın bu kahramanlıkları imparatorluğu çöküşten kurtarsın ölmeye bile razıyım. Benim yaşamak için nedenlerim, sadece hayallerim...
Mechane ordusunu savaşın arkasına, ok atmaya hazır bir şekilde dizdi. Atlılar kanatlara, piyadeler öne ve okçular arkaya. Piyadelerin cesur ön sırası mızraklarını kaldırmıştı. Arkada ise savaşı bekleyen kılıç ve kalkanlı Doğu Roma askerleri. Ve onların ardında elleri sadaklarında okçular. Atlılar ise kanatlarda her an birleşmeye hazır duruyordu. Mechane tam ortada savaştan kısmen uzakta çevresinde özel korumaları, Spantus ve Hurisus ile duruyordu.
"Okları çekin" diye bağırdı. Komutanlar bu sözleri yankıladı. Yayların gerilişinin sesi, Mechane'nin gergin zihninden de geliyor olabilirdi. Çoğu şey bu savaş bağlıydı. Ve en azından ülkesinin avantajına olmalıydı bu bağlar. Mechane önlerinde ki tüm ölüm seslerini yırtıp, sadece ordusunun duyabileceği bir şekilde konuşmaya başladı:
"Doğu Roma'nın cesur askerleri. Hazır olun. Köylerde dökülen kahramanların kanları, Gailaus ve yüce bölüğünün kanlarının hesabı bugün alınacak. Tanıdığınız her tanrıya ve düşünceye dua etmenizi istiyorum sizden. Zafer için değil. Doğu Roma için. Bizim ölümümüz gerçekleşirse bu toprağı yararlı kılalım diye. Doğu Roma yükselsin diye! Ben Doğu Roma Prensi Mechane İdea bu kahrolası Gepidler'i ülkemizin sınırları içinden atmak için yardım istiyorum sizden! Ben Mechane İdea Doğu Roma için ölmenizi istiyorum sizden kardeşlerim! DOĞU ROMA İÇİN!" Doğu Roma Prensi Mechane İdea coşkuyla haykırırken askerlerin yürekleri coşkuyla doldu. Hurisus'un güldüğünü duydu Mechane. Sonra ise oklar uçtu...
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
1 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Kavimler Savaşı :: HELLAS :: Bylazora
1 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz