Şah'ın Meclisi

[Nemrouz]

Şehrin dört bir yanına iri yarı pers muhafızları ve yanlarında masmavi giyinimli adamlar gidiyordu. Bunlar şehirlerdeki önemli kişilere gidiyordu. Kimisi komutandı ve ordusu vardı, kimisi bir köyün korucularının lideriydi. Bazıları da kimi kışlaların, akademilerin liderleri ya da öğretmenleriydi. Şah'ın yolladığı adamlar diğer adamlara çok önemli olduğu söylüyordu ve pek çoğu (adet olunduğu üzere) zırhlarını giymeden geliyorlardı saraya. Askeri işlerle meşgul olanlar, genellikle saraya girerken zırhlarını giyerdi. Kapının önünde Medirhan Kadın ile haremden iki kadın karşılıyordu, lakin sadece selam verip içeri girmelerini söylüyordu. Böylece de güneş saati, henüz sadece bir birim ilerlemişken, bir saat içerisinde herkes toplandı.

Savaş geldi çattı!

Tüm dünya önünüzde eğilecek Şah'ım.

Zafer bizim olacak!

Elbette şahım, böylece köyler güven altına girecek.

Köyler güven altına girecektir korucu şefi, lakin önce çok fazla askere ihtiyacımız var!

Şah daha sonra konuşmasına devam etti.

Akademi liderleri ve öğretmenleri, eğitimlerinizi iki katına çıkarın. Gerekirse öğrencileri yatılı olarak alın. Gerekli masraflar karşılanacaktır.
Komutanlar, askerlerinizi hep hazır tutun, demircilere söyleyin bol bol işlesinler. Silahlarınızı, zırhlarınızı donayın. En çok size ihtiyacımız
olabilir.
Köy korucuları ve şefleri! Sizler uzun süredir köylerinizi korumak için kan döktünüz. Yaşı çok yaşlı olmayan, şehirden ve köyden , hatta ve hatta köylerden geçen kervanlar aracılığıyla da tüm İran ve Kafkasya'dan ordu toplayın.
Şu şöyle bilinsin ki, eli silah tutan ve çok yaşlı olmayan , en azından silahı tutanilecek konumda olan, tüm erkekler zorunlu, gönüllü hanımlar da teçhizat taşıma ve gerekirse savaşmada gönüllü asker olacaktır.

Şaha ordu gerekiyordu. Savaş yaklaşıyordu.