Vandallar'ın Kadim Yurdu'nda Tekrar Vandallar
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Vandallar'ın Kadim Yurdu'nda Tekrar Vandallar
23 Ağustos 471
Uzun süren yolculukları sona yaklaşıyordu. Şehri uzaktan görmüşlerdi. Shunduz, yolculuklarını sağ salim devam ettirdiklerinden dolayı sevinmişti. Şehre yürüdüler ve kapılar onlara açıldı. Yürüyerek içeriye girdiler. Pek uzun olmayan yolu yürürken karşılarına biri çıktı. Bu kişi, askeri giyimli birisiydi. Sesi, Shunduz'a güven veriyordu.
- Hoşgeldiniz, yolcu. Ben Venedae 2. Akıncı Reisi'yim. Şehre yüklerinizle geldiniz. Sanırım satmak istiyorsunuz. Biz de almak isteriz. Size kalacak bir yer de ayarlayabilirim.
- Hoşbulduk. Satmaya geldiğimizi anlamak pek zor olmasa gerek. Ayrıca bu şehirde kalmak istiyoruz. Bize iş bulabilirseniz seviniriz.
- Bulmaya çalışırım. Ne kadar malınız var?
- 125 Athen* samanımız var.
- 500 Dinar uygun mudur? Az geldiyse artırabilirim.
Shunduz, 500 dinarın uygun olduğunu söyleceyecek iken uzaktan bir adam onlara doğru yaklaştı. Adamın yüzünü gören Akıncı Reisi, sıkkın bir ifade kazandı. Shunduz da adamı pek sevmemişti. Kısa boylu, zengin giyimli, bıyıklı, sakallı adam, iğrenç sesiyle konuştu.
- 500 dinar mı? Bu saman yığınlarına en fazla 350 dinar veririz.
- Efendi Sargham. 125 Athen saman hiç 350 dinar eder mi?
- Çok daha azı eder Reis Dargom. Ben fazla bile verdim. Satmayacaksa satmasın.
Mallar 400 dinara satıldı. Reis Dargom ile Shunduz, iyi bir arkadaşlık kurdular. Barda oturuyorlardı, Shunduz, Sharma ve Dargom.
- Kalacak bir yer bulmamız gerekiyor.
- Ben size ücretsiz kalabileceğiniz bir yer ayarlarım. O sorun değil.
- Yakınlarda orman var mı?
- Niçin sorduğunuzu anlayamadım?
- Shunduz, bir doğa alimidir. Ormanlardan hoşlanır.
- Sharma, doğruyu söylüyor Dargom.
- Öyleyse yarın, sizi Dusturil Ormanı'na götüreceğim. Orayı bir doğu alimiyle gezmek, oldukça zevkli olacaktır.
Kalan Para 560 Dinar (Ücretsiz kaldılar ve bar masraflarını Dargom karşıladı.)
______________________
Athen: Bir çeşit hacim ölçü birimi. Güneyde , Kuzey Afrika ve Hispania'da, daha çok germenler tarafından kullanılmasına rağmen kuzeyde de ne kadarlık bir büyüklüğe eşit olduğu bilinir. 1.7 Athen, yaklaşık olarak 1 kalıp samana denk gelir. Aslında Athen, bir öküz kadar yer kaplayan anlamına gelmektedir.
Uzun süren yolculukları sona yaklaşıyordu. Şehri uzaktan görmüşlerdi. Shunduz, yolculuklarını sağ salim devam ettirdiklerinden dolayı sevinmişti. Şehre yürüdüler ve kapılar onlara açıldı. Yürüyerek içeriye girdiler. Pek uzun olmayan yolu yürürken karşılarına biri çıktı. Bu kişi, askeri giyimli birisiydi. Sesi, Shunduz'a güven veriyordu.
- Hoşgeldiniz, yolcu. Ben Venedae 2. Akıncı Reisi'yim. Şehre yüklerinizle geldiniz. Sanırım satmak istiyorsunuz. Biz de almak isteriz. Size kalacak bir yer de ayarlayabilirim.
- Hoşbulduk. Satmaya geldiğimizi anlamak pek zor olmasa gerek. Ayrıca bu şehirde kalmak istiyoruz. Bize iş bulabilirseniz seviniriz.
- Bulmaya çalışırım. Ne kadar malınız var?
- 125 Athen* samanımız var.
- 500 Dinar uygun mudur? Az geldiyse artırabilirim.
Shunduz, 500 dinarın uygun olduğunu söyleceyecek iken uzaktan bir adam onlara doğru yaklaştı. Adamın yüzünü gören Akıncı Reisi, sıkkın bir ifade kazandı. Shunduz da adamı pek sevmemişti. Kısa boylu, zengin giyimli, bıyıklı, sakallı adam, iğrenç sesiyle konuştu.
- 500 dinar mı? Bu saman yığınlarına en fazla 350 dinar veririz.
- Efendi Sargham. 125 Athen saman hiç 350 dinar eder mi?
- Çok daha azı eder Reis Dargom. Ben fazla bile verdim. Satmayacaksa satmasın.
Mallar 400 dinara satıldı. Reis Dargom ile Shunduz, iyi bir arkadaşlık kurdular. Barda oturuyorlardı, Shunduz, Sharma ve Dargom.
- Kalacak bir yer bulmamız gerekiyor.
- Ben size ücretsiz kalabileceğiniz bir yer ayarlarım. O sorun değil.
- Yakınlarda orman var mı?
- Niçin sorduğunuzu anlayamadım?
- Shunduz, bir doğa alimidir. Ormanlardan hoşlanır.
- Sharma, doğruyu söylüyor Dargom.
- Öyleyse yarın, sizi Dusturil Ormanı'na götüreceğim. Orayı bir doğu alimiyle gezmek, oldukça zevkli olacaktır.
Kalan Para 560 Dinar (Ücretsiz kaldılar ve bar masraflarını Dargom karşıladı.)
______________________
Athen: Bir çeşit hacim ölçü birimi. Güneyde , Kuzey Afrika ve Hispania'da, daha çok germenler tarafından kullanılmasına rağmen kuzeyde de ne kadarlık bir büyüklüğe eşit olduğu bilinir. 1.7 Athen, yaklaşık olarak 1 kalıp samana denk gelir. Aslında Athen, bir öküz kadar yer kaplayan anlamına gelmektedir.
En son Shunduz tarafından Paz Ara. 05, 2010 5:28 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Shunduz- Mesaj Sayısı : 45
Kayıt tarihi : 18/11/10
Geri: Vandallar'ın Kadim Yurdu'nda Tekrar Vandallar
- Danté* harika bir bitkidir bu! Kartaca'da yoktu, ne yazık! diye iç geçirdi Shunduz. Gördüğü bitki, kısa ve tamamen yemyeşildi. Geniş yaprakları vardı. Yapraklarının damarları belli olmuyordu.
- Neye yarar bu bitki? Biz bunu sadece yemekte kullanırız. diye şaşkınlıkla sordu Dargom. Bu bitki buralarda çok yetişirdi ve yaşlı adamın bu kadar şaşırmasına anlam veremedi. Çünkü buralarda bu bitki ile yapılan yemekler, pek sevilmezdi ve sadece fakirler yerdi.
- Yemekte mi? Suyu içilirse rahat bir uyku çekmenize yardımcı olur. Yaralara sarılırsa çok çabuk iyileştirir. Ancak hiç yenildiğini duymamıştım. dedi Shunduz, eğilirken belini tuttu ve yapraklardan kesmeye başladı. Koca bir keseyi doldurmuştu. Sonra sordu:
- Havan? Buralarda havan var mı? ve düşündü "Bir havan olsaydı ne iyi olurdu!"
- Eğer bahsettiğiniz havan, benim bildiğim havansa evet var. Ancak bir bitkiyse öyle bir bitki bilmiyorum. diye yanıtladı Dargom, içinde ufak bir gülümseme vardı. Bu yaşlı adamı seviyordu galiba. Bir yandan da bu yaşlı adam, ona ilginç geliyordu.
- Tabi ki bitki değil! Sadece bir şeyleri ezmeye yarayan bir alet!" dedi Shunduz ve gözleri, uzaktan gördüğü kıpkırmızı bir yaprağa takıldı. Rada Nartia* dedi ve temkinli ama hızlı adımlarla bitkiye yaklaştı. Bastonuna dayanarak bir müddet izledi bitkiyi.
- Ne oldu? Ne gördün? dedi Dargom. İçinden "Yine garip bir şey buldu sanırım" diyordu.
- Buna Rada Nartia deriz biz... dedi Shunduz ve sözü kesildi. Sözünü kesen, Dargom'du.
- Biz... diyecekken aksi bir ses tonuyla Shunduz, Dargom'un konuşmasına izin vermedi.
- Siz "Kızıltozu" ya da "alevbaharatı" dersiniz... dedi bilgece ve devam etti "... Ama yemezsiniz. Çok zehirlidir. Sadece elinizin deymesi bile ölmeniz için yeterlidir. diye sözünü bitirdi Shunduz. Dargom'un konuşmasına aldırmadan bir sağa bir sola bakınıyordu. Dargom, Rada Nartia hakkında uzun uzun ve çoğu yanlış bilgiler söylerken Shunduz'un ne yaptığına anlam veremiyordu. Sharma, Dargom'a eliyle susmasını işaret ederek Shunduz'a sordu.
- Ne oldu Shunduz? çıkan ses, Sharma'nın normal sesine oranla daha inceydi.
- Şapkam! Şapkam yok! Uzun, yeşil-gri, tüylü şapkam nerede? dedi ve Shunduz, bir yandan "Şapkam, şapkam!" diye sayıklayarak şapkasını bir o yanda bir bu yanda aramaya başladı. Dargom ve Sharma, şaşkınlıktan konuşamadı. Sharma, Shunduz'u iyi tanıdığından dolayı bir şey söyleyemiyordu ancak Dargom, konuştu.
- Şapkan? Kafanda. Hem de uzun, yeşil-gri ve tüylü bir şapka. dedi Dargom alay edercesine. Shunduz, elini başına götürdü ve Dargom'un alay ifadesini de sezerek yanıtladı.
- Şapkamı ararken hata yapmışım. Fazla yakına bakmışım. Biraz daha uzağa baksam, bulacakmışım. Shunduz'un bunu demesiyle Sharma, gülmeden edemedi. Dargom da kızardı. Bu olayı sonlandıran, karşılarına bir ayının çıkması oldu.
Dargom, kılıcını çekti ve ayıya doğru yürümeye başladı. Ayı, tek bir darbeyle Dargom'u yere düşürdü ve kılıcı çok uzaklara fırladı. Shunduz, bastonuna dayanarak Dargom'a doğru yaklaşırken, konuştu.
- Fazla yakına baktın. Kılıçla onu yenemeyeceğini bilmiyor muydun? dedi ama Dargon, yanıtlayamadı. Korkudan orada kalakalmıştı. Shunduz, yürüyerek ayının kafasına elini koydu. Ayı, pençelerini Dargom'un üzerinden kaldırdı ve Shunduz ile bir müddet yürüdüler. Daha sonra ayı, hızlı adımlarla uzaklaştı.
- Ormandan ayrılmanın vakti geldi! Hava kararıyor.
- Evet, adamlarımla buluşup bir yere kadar gitmeliyim dedi Dargom. Ormandan çıktıklarında 1000 kadar adam, Dargom ile uzaklara gitti. Shunduz ise tekrar şehre doğru yol aldı.
____________________________
Danté: Bir çeşit bitki. Kuzey topraklarında yetişir. Günümüze kadar malesef gelememiştir. Zaten kısıtlı olan yaşam alanlarının kaybolmasıyla.
Rada Nartia: Kuzeyli Druyidlerin kullandığı dilde Kırmızı toz anlamına gelir. Zehirli bir bitkidir.
- Neye yarar bu bitki? Biz bunu sadece yemekte kullanırız. diye şaşkınlıkla sordu Dargom. Bu bitki buralarda çok yetişirdi ve yaşlı adamın bu kadar şaşırmasına anlam veremedi. Çünkü buralarda bu bitki ile yapılan yemekler, pek sevilmezdi ve sadece fakirler yerdi.
- Yemekte mi? Suyu içilirse rahat bir uyku çekmenize yardımcı olur. Yaralara sarılırsa çok çabuk iyileştirir. Ancak hiç yenildiğini duymamıştım. dedi Shunduz, eğilirken belini tuttu ve yapraklardan kesmeye başladı. Koca bir keseyi doldurmuştu. Sonra sordu:
- Havan? Buralarda havan var mı? ve düşündü "Bir havan olsaydı ne iyi olurdu!"
- Eğer bahsettiğiniz havan, benim bildiğim havansa evet var. Ancak bir bitkiyse öyle bir bitki bilmiyorum. diye yanıtladı Dargom, içinde ufak bir gülümseme vardı. Bu yaşlı adamı seviyordu galiba. Bir yandan da bu yaşlı adam, ona ilginç geliyordu.
- Tabi ki bitki değil! Sadece bir şeyleri ezmeye yarayan bir alet!" dedi Shunduz ve gözleri, uzaktan gördüğü kıpkırmızı bir yaprağa takıldı. Rada Nartia* dedi ve temkinli ama hızlı adımlarla bitkiye yaklaştı. Bastonuna dayanarak bir müddet izledi bitkiyi.
- Ne oldu? Ne gördün? dedi Dargom. İçinden "Yine garip bir şey buldu sanırım" diyordu.
- Buna Rada Nartia deriz biz... dedi Shunduz ve sözü kesildi. Sözünü kesen, Dargom'du.
- Biz... diyecekken aksi bir ses tonuyla Shunduz, Dargom'un konuşmasına izin vermedi.
- Siz "Kızıltozu" ya da "alevbaharatı" dersiniz... dedi bilgece ve devam etti "... Ama yemezsiniz. Çok zehirlidir. Sadece elinizin deymesi bile ölmeniz için yeterlidir. diye sözünü bitirdi Shunduz. Dargom'un konuşmasına aldırmadan bir sağa bir sola bakınıyordu. Dargom, Rada Nartia hakkında uzun uzun ve çoğu yanlış bilgiler söylerken Shunduz'un ne yaptığına anlam veremiyordu. Sharma, Dargom'a eliyle susmasını işaret ederek Shunduz'a sordu.
- Ne oldu Shunduz? çıkan ses, Sharma'nın normal sesine oranla daha inceydi.
- Şapkam! Şapkam yok! Uzun, yeşil-gri, tüylü şapkam nerede? dedi ve Shunduz, bir yandan "Şapkam, şapkam!" diye sayıklayarak şapkasını bir o yanda bir bu yanda aramaya başladı. Dargom ve Sharma, şaşkınlıktan konuşamadı. Sharma, Shunduz'u iyi tanıdığından dolayı bir şey söyleyemiyordu ancak Dargom, konuştu.
- Şapkan? Kafanda. Hem de uzun, yeşil-gri ve tüylü bir şapka. dedi Dargom alay edercesine. Shunduz, elini başına götürdü ve Dargom'un alay ifadesini de sezerek yanıtladı.
- Şapkamı ararken hata yapmışım. Fazla yakına bakmışım. Biraz daha uzağa baksam, bulacakmışım. Shunduz'un bunu demesiyle Sharma, gülmeden edemedi. Dargom da kızardı. Bu olayı sonlandıran, karşılarına bir ayının çıkması oldu.
Dargom, kılıcını çekti ve ayıya doğru yürümeye başladı. Ayı, tek bir darbeyle Dargom'u yere düşürdü ve kılıcı çok uzaklara fırladı. Shunduz, bastonuna dayanarak Dargom'a doğru yaklaşırken, konuştu.
- Fazla yakına baktın. Kılıçla onu yenemeyeceğini bilmiyor muydun? dedi ama Dargon, yanıtlayamadı. Korkudan orada kalakalmıştı. Shunduz, yürüyerek ayının kafasına elini koydu. Ayı, pençelerini Dargom'un üzerinden kaldırdı ve Shunduz ile bir müddet yürüdüler. Daha sonra ayı, hızlı adımlarla uzaklaştı.
- Ormandan ayrılmanın vakti geldi! Hava kararıyor.
- Evet, adamlarımla buluşup bir yere kadar gitmeliyim dedi Dargom. Ormandan çıktıklarında 1000 kadar adam, Dargom ile uzaklara gitti. Shunduz ise tekrar şehre doğru yol aldı.
____________________________
Danté: Bir çeşit bitki. Kuzey topraklarında yetişir. Günümüze kadar malesef gelememiştir. Zaten kısıtlı olan yaşam alanlarının kaybolmasıyla.
Rada Nartia: Kuzeyli Druyidlerin kullandığı dilde Kırmızı toz anlamına gelir. Zehirli bir bitkidir.
Shunduz- Mesaj Sayısı : 45
Kayıt tarihi : 18/11/10
Geri: Vandallar'ın Kadim Yurdu'nda Tekrar Vandallar
25 Ağustos 471
Shunduz ve Sharma, şehre geldiklerinde şehirde garip bir hava olduğunu hemen sezmişlerdi. Vali, vergileri kat kat artışmış ve topluyordu. Kendi zenginliğine düşkün olduğu her halinden belliydi. En çok belli eden de aşırı kalkmış burnuydu.
- Neler oluyor burada? diyerek koşturdu Shunduz, bir yandan bastonuna dayanırken. Kapının altından geçmişti ve tahta bir sürü binanın arasından ilerleyip meydana varmıştı. On kadar sakallı adam yerde eğilmiş valiye yalvarıyordu. Valiyse ne adamların yalvarışlarını kabul ediyor, ne de kendinden taviz veriyordu.
- Ben ki, yüceler yücesi bir yaratılışın sonucu mükemmel bir varlığım. Ne diye sizin gibi basit yaratıkların sözlerini kafama takayım? Verginizi vermiyorsanız şehri terkedeceksiniz.
Valinin çirkin sesini kesen ses, yaşlı ama kendinden emin bir sesti.
- Çoğu kişi ölmüştür. Bunların yarısından çoğu ölmeyi hak etmemiştir. Çok kişi yaşıyordur. Bunların yarısından çoğu yaşamayı hak etmemiştir. Siz kendinizi ilk sınıfa sokmak istiyorsunuz. Hmm... çok kısa bir süre düşünüyor gibi yaptı Shunduz. ... siz ikisinde de değilsiniz! Çok kişi yaşıyordur. Bunların çok azı büyük işler başarız. Çok daha azının ise herkese zararı vardır. Ama hep kendilerini büyük görürler ve birinci sınıfa dahil olmaya çalışırlar. Ne yazık! Hepsi aptalın tekidir!
Vali, kaşlarını çatarak Shunduz'u süzdü. Yanındaki iki adama emin verdi ve Shunduz'u yakalamak için yürüdü adamlar. Shunduz, kaş ucuyla Sharma'ya baktı. Adamlar yeteri kadar yaklaştığında; Shunduz bastonunu birinin kafasına indirdi. Sharma da bir tanesinin omzunu kırmakla meşguldü. Halk, galeyana gelmişti. Valinin taraftarı olan bazı askerler valinin binasına çekilmişti. İçeride çok fazla adam yoktu. Ama binanı çevresinde kızgın halk vardı. Halk, sadece vergilerden dolayı kızgın değildi. Vali onları hep kötü yönetmişti. Shunduz'u benimseyen halk, Shunduz'dan konuşma yapmasını istemişti.
- Güney ile Kuzey arasında. Yani burası ile Afrika arasında, Yunanistan denen topraklar var. Oralardan doğan bir akım var. Akımın adı, Demos Critos* . Yani, "Halkın Egemenliği!" Halk için en doğru yönetim biçimi. Kimseden ağır vergiler alınmayan, soylu-köylü ayrımı yapılmayan bir yönetim... Shunduz'un sözünü kesen Dargom'du. Ordusu gelmişti. Yakışıklı ve cesur Dargom, bir köyü yağmalamıştı ve kadınlarına tecavüz etmişti. Keyfi yerindeydi. Valiye çıkartılan isyan, keyfini daha da yerine getirmişti. Halkın arasına karışmıştı ve Shunduz konuşurken, sözünü kesmişti.
- Nasıl yani? Biraz daha açıkla şunu!
- Halkın isteğiyle seçilecek 30-40 kadar kişi şehri yönetecek. Bunlardan birisi başkan seçilecek. Kendi aralarında ,tabi halka da danışıp, koydukları kuralları halk uygulayacak. Ayrıca, halkın koyduğu, halkı da devletten koruyacak bazı kurallar olacak. Herkes özgürce yaşayabilecek. Bana sorarsanız, gönlüm kadınların da yönetmesinden yanadır ancak, gördüğüm kadarıyla bir erkeğin en az üç karısı var. Tabi handaki hayat kadınlarını saymıyorum bile! Bu yüzden kadını çok olan erkeğin sözü daha çok geçecektir. Bu da bu sisteme aykırı. Aslında, bu sisteme göre herkesin tek bir eşi olabiliyor. Ama tabi bunu düzenlemek size kalmış.
- Yağmaladoığımız yerlerdeki kadınlarla biraz eğlenmemize bir engel yoktur umarım?
- Dediğim gibi; herşeyi halk seçiyor. Buna da halk karar verecek.
- Çık dışarı vali! Bize karşı gelemezsin! Eğer ki yeni yönetimi kabul edersen senin şehirde yaşamana hatta şehri yönetecek kişilerden biri olmana izin veririz!
Pencereden dışarıya uzanan uzun burun valinindi. Ardından gözüken kafa da valinindi. Tesadüfe bakın! Duyulan ses de valinindi!
Shunduz ve Sharma, şehre geldiklerinde şehirde garip bir hava olduğunu hemen sezmişlerdi. Vali, vergileri kat kat artışmış ve topluyordu. Kendi zenginliğine düşkün olduğu her halinden belliydi. En çok belli eden de aşırı kalkmış burnuydu.
- Neler oluyor burada? diyerek koşturdu Shunduz, bir yandan bastonuna dayanırken. Kapının altından geçmişti ve tahta bir sürü binanın arasından ilerleyip meydana varmıştı. On kadar sakallı adam yerde eğilmiş valiye yalvarıyordu. Valiyse ne adamların yalvarışlarını kabul ediyor, ne de kendinden taviz veriyordu.
- Ben ki, yüceler yücesi bir yaratılışın sonucu mükemmel bir varlığım. Ne diye sizin gibi basit yaratıkların sözlerini kafama takayım? Verginizi vermiyorsanız şehri terkedeceksiniz.
Valinin çirkin sesini kesen ses, yaşlı ama kendinden emin bir sesti.
- Çoğu kişi ölmüştür. Bunların yarısından çoğu ölmeyi hak etmemiştir. Çok kişi yaşıyordur. Bunların yarısından çoğu yaşamayı hak etmemiştir. Siz kendinizi ilk sınıfa sokmak istiyorsunuz. Hmm... çok kısa bir süre düşünüyor gibi yaptı Shunduz. ... siz ikisinde de değilsiniz! Çok kişi yaşıyordur. Bunların çok azı büyük işler başarız. Çok daha azının ise herkese zararı vardır. Ama hep kendilerini büyük görürler ve birinci sınıfa dahil olmaya çalışırlar. Ne yazık! Hepsi aptalın tekidir!
Vali, kaşlarını çatarak Shunduz'u süzdü. Yanındaki iki adama emin verdi ve Shunduz'u yakalamak için yürüdü adamlar. Shunduz, kaş ucuyla Sharma'ya baktı. Adamlar yeteri kadar yaklaştığında; Shunduz bastonunu birinin kafasına indirdi. Sharma da bir tanesinin omzunu kırmakla meşguldü. Halk, galeyana gelmişti. Valinin taraftarı olan bazı askerler valinin binasına çekilmişti. İçeride çok fazla adam yoktu. Ama binanı çevresinde kızgın halk vardı. Halk, sadece vergilerden dolayı kızgın değildi. Vali onları hep kötü yönetmişti. Shunduz'u benimseyen halk, Shunduz'dan konuşma yapmasını istemişti.
- Güney ile Kuzey arasında. Yani burası ile Afrika arasında, Yunanistan denen topraklar var. Oralardan doğan bir akım var. Akımın adı, Demos Critos* . Yani, "Halkın Egemenliği!" Halk için en doğru yönetim biçimi. Kimseden ağır vergiler alınmayan, soylu-köylü ayrımı yapılmayan bir yönetim... Shunduz'un sözünü kesen Dargom'du. Ordusu gelmişti. Yakışıklı ve cesur Dargom, bir köyü yağmalamıştı ve kadınlarına tecavüz etmişti. Keyfi yerindeydi. Valiye çıkartılan isyan, keyfini daha da yerine getirmişti. Halkın arasına karışmıştı ve Shunduz konuşurken, sözünü kesmişti.
- Nasıl yani? Biraz daha açıkla şunu!
- Halkın isteğiyle seçilecek 30-40 kadar kişi şehri yönetecek. Bunlardan birisi başkan seçilecek. Kendi aralarında ,tabi halka da danışıp, koydukları kuralları halk uygulayacak. Ayrıca, halkın koyduğu, halkı da devletten koruyacak bazı kurallar olacak. Herkes özgürce yaşayabilecek. Bana sorarsanız, gönlüm kadınların da yönetmesinden yanadır ancak, gördüğüm kadarıyla bir erkeğin en az üç karısı var. Tabi handaki hayat kadınlarını saymıyorum bile! Bu yüzden kadını çok olan erkeğin sözü daha çok geçecektir. Bu da bu sisteme aykırı. Aslında, bu sisteme göre herkesin tek bir eşi olabiliyor. Ama tabi bunu düzenlemek size kalmış.
- Yağmaladoığımız yerlerdeki kadınlarla biraz eğlenmemize bir engel yoktur umarım?
- Dediğim gibi; herşeyi halk seçiyor. Buna da halk karar verecek.
- Çık dışarı vali! Bize karşı gelemezsin! Eğer ki yeni yönetimi kabul edersen senin şehirde yaşamana hatta şehri yönetecek kişilerden biri olmana izin veririz!
Pencereden dışarıya uzanan uzun burun valinindi. Ardından gözüken kafa da valinindi. Tesadüfe bakın! Duyulan ses de valinindi!
Shunduz- Mesaj Sayısı : 45
Kayıt tarihi : 18/11/10
Geri: Vandallar'ın Kadim Yurdu'nda Tekrar Vandallar
"Sizi kandırıyor! Size yalan söylüyor! Hanginiz onu tanıyorsunuz? Ben sizi hep kolladım, hep iyi yönettim.Çektiğim sıkıntılara karşılık olarak hakkım olanı aldım diye elimizdekilere göz diken birine mi güveneceksiniz..."
Valinin sesi öfke doluydu.Öyle ki korkudan titremesi bile belli olmuyordu.
Valinin sesi öfke doluydu.Öyle ki korkudan titremesi bile belli olmuyordu.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: Vandallar'ın Kadim Yurdu'nda Tekrar Vandallar
-Gözünü dikmek? diye tiksinçle baktı Shunduz. ... Efendi Shargam, onların elindekilere gözünü diken ben değilim. Sensin! Ben, uzun zamanlar boyunca fakir olarak yaşadım. Hiç bir zaman da çok zengin olmayı istemedim. Sadece özgürce yaşamak istedim! Özgürlüğü güneyde bulamayıp kuzeye geldim. Bin bir beladan kurtulup buraya ulaştım. Sadece özgürlük için! Ama gördüm ki burada özgürlük değil, sadece bir diktatör var!
Sharma, Shunduz'un yanına yaklaştı ve halka doğru konuştu.
- Shunduz'u çok uzun zamanlardan beri tanırım. Kendisi, bir adanın valiliğine yapmıştı zamanında. Adadaki kime sorarsanız sorun, Shunduz'u geri getirmek için her şeyini verecektir. Hem, Shunduz'un yöneticilerden biri olmak gibi bir isteği olduğunu da sanmıyorum.
- Shargam'a edecek laf bile bulamıyorum. Paradan gözü dönmüş, sokak itinin biri. Karşınızda tir tir titrediğini anlayamıyor musunuz? Hemen şimdi, bir adım atıp da yapmanız gerekeni yaparsanız, ölene dek özgürlük ve mutluluk içinde yaşayacaksınız. Ama bu adımı atmazsanız, hemen şimdi, ömrünüzün sonuna dek bir köle gibi çalışacak, hiç bir şey kazanamayacak ve şimdi bir adım atmadığınız için pişman olacaksınız! Adımı isterseniz atın, isterseniz atmayın. Ben pek çok diyar gezdim. Yine gezebilirim. Ama sizin böyle bir şansınız yok!
Sharma, Shunduz'un yanına yaklaştı ve halka doğru konuştu.
- Shunduz'u çok uzun zamanlardan beri tanırım. Kendisi, bir adanın valiliğine yapmıştı zamanında. Adadaki kime sorarsanız sorun, Shunduz'u geri getirmek için her şeyini verecektir. Hem, Shunduz'un yöneticilerden biri olmak gibi bir isteği olduğunu da sanmıyorum.
- Shargam'a edecek laf bile bulamıyorum. Paradan gözü dönmüş, sokak itinin biri. Karşınızda tir tir titrediğini anlayamıyor musunuz? Hemen şimdi, bir adım atıp da yapmanız gerekeni yaparsanız, ölene dek özgürlük ve mutluluk içinde yaşayacaksınız. Ama bu adımı atmazsanız, hemen şimdi, ömrünüzün sonuna dek bir köle gibi çalışacak, hiç bir şey kazanamayacak ve şimdi bir adım atmadığınız için pişman olacaksınız! Adımı isterseniz atın, isterseniz atmayın. Ben pek çok diyar gezdim. Yine gezebilirim. Ama sizin böyle bir şansınız yok!
Shunduz- Mesaj Sayısı : 45
Kayıt tarihi : 18/11/10
Geri: Vandallar'ın Kadim Yurdu'nda Tekrar Vandallar
Herkes başını sallıyordu şimdi.Yüzlerce insan artık valiyi istemediğini haykırıyordu.Valinin birkaç adamı korkuyla mızraklarını kavramışlardı ve bir köylünün attığı adımla mızraklarını bırakmaları bir oldu.Şimdi herkes "Shunduz! Shunduz!" diye haykırıyordu.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: Vandallar'ın Kadim Yurdu'nda Tekrar Vandallar
Düşündü Shunduz. Vali olmakla demokrat olmak arasında kaldı. Vali olsaydı, istemediği kadar özgürlüğü olurdu. Şimdi adım atma sırası ondaydı. Ama o atmadı. Özgürlük için başkalarının özgürlüklerini kısıtlamamalıydı.
- Shunduz diye değil, Venedae halkı! Demokrasi ve özgürlük diye bağırın! Özgürlük ateşi burada eksik olmasın. Lakin önce yapmamız gereken bir şey var. Shunduz'un sesi, hiç olmadığı kadar etkileyiciydi. Halk, sesinden cezbolmuştu ve yapmaları gerekn şeyin ne olduğunu merak ediyordu.
- Diktatörü dışarı çıkartacağız. Kimse onu dövmeyecek! Onun cezasını, mahkeme verecek! Mahkeme kurulana kadar da geçici bir hapishanede tutulması gerek. Onu çıkarttıktan sonra, halkın içinde güven kazanmış kişiler arasından halkın yapacağı oylamayla bir grup yönetici seçeceğiz. Onlar da kendi aralarında liderlerini seçtikten sonra, halkın içinden en adaletli olanlarını bulacaklar. Yine halkın yapacağı oylamayla, 5-6 kişilik bir mahkeme kuracağız. Şimdi, hepimiz Vali'yi çıkartalım.
Halk, valinin kapısına dayanmıştı. Sharma'nın kapıyı kıramaması, içten değildi.
- Shunduz diye değil, Venedae halkı! Demokrasi ve özgürlük diye bağırın! Özgürlük ateşi burada eksik olmasın. Lakin önce yapmamız gereken bir şey var. Shunduz'un sesi, hiç olmadığı kadar etkileyiciydi. Halk, sesinden cezbolmuştu ve yapmaları gerekn şeyin ne olduğunu merak ediyordu.
- Diktatörü dışarı çıkartacağız. Kimse onu dövmeyecek! Onun cezasını, mahkeme verecek! Mahkeme kurulana kadar da geçici bir hapishanede tutulması gerek. Onu çıkarttıktan sonra, halkın içinde güven kazanmış kişiler arasından halkın yapacağı oylamayla bir grup yönetici seçeceğiz. Onlar da kendi aralarında liderlerini seçtikten sonra, halkın içinden en adaletli olanlarını bulacaklar. Yine halkın yapacağı oylamayla, 5-6 kişilik bir mahkeme kuracağız. Şimdi, hepimiz Vali'yi çıkartalım.
Halk, valinin kapısına dayanmıştı. Sharma'nın kapıyı kıramaması, içten değildi.
Shunduz- Mesaj Sayısı : 45
Kayıt tarihi : 18/11/10
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz