Fakir şehirde soğuk bir içki..
2 posters
Kavimler Savaşı :: İTALYA :: Roma
1 sayfadaki 1 sayfası
Fakir şehirde soğuk bir içki..
Virtus bu lanet şehirden ayrılmayı çok istiyordu zira onu buraya bağlayan pek çok şey vardı. Kızları güzeldi, havası ayrı bir muhteşem, insanları her şeye rağmen uysaldı ve tabi müthiş birası. Dünya başkentine yakışır içkiler sunardı buranın barmenleri. Her zaman gittiği bara doğru yürümeye başladı. Mermer işlemeli dar sokaklar çok boştu. Evlerin camları kırılmış, kapıları açık kalmıştı. Şehirde adeta bir ıssızlık vardı. Korku çığlıkları yankılanıyordu sanki etrafta sessizce. Sadece onun adımları ve bir kaç kuş sesi vardı ıssız gecede. Kılıcı yine kınısındaydı. Üzerinde kumaş hafif bir elbise vardı. Beyaz rengin en sade tonu ile süslenmiş düz bir elbise.
Korku dolu sokaklarda ilerlerken bir ses bütün dikkatini ve sessizliği bozdu. Bir kadın çığlığı... Sesi etkileyiciydi bağırmasa daha hoş gelirdi kulağa. Hızlıca ilerledi ve bir ara sokakta karanlığın hakim olduğu bir yerde. Genç bir kadın ve arkasında sakallardan yüzü kapanmış orta yaşlı bir adam... Hemen yanlarına gitti ve adam belinin yan tarafından bıçağını çıkardı. Sağa doru kavisli bıçağı Virtus'un yüzüne doğru salladı. Adamın elini tuttu havadayken ve çenesine vurdu. Üçüncü vuruştan sonra sersemledi ve elini çekti adam bir anda. Bu sefer beline doğru salladı bıçağını. Bir adım geriye atıldı genç prens. Adamın elini tuttu ve tekmeledi. Elindeki bıçak yere düştü. Ayağıyla ittirirken adam yüzüne vurdu Virtus'un darbe şiddetliydi lakin pek canını yakmadı adamın karnına vurduktan sonra saç kalmamış aık ensesine dirseği ile vurdu. Adam mermer zemin üzerine çullandı ve baygın düştü. Genç kadına doğru ilerledi Virtus.
"Bundan sonra gece dışarı çıkma kendi iyiliğiniz için. Seni her zaman kurtaramam leydim. Sizin kadar hoş bir bayanın bu saate dışarıda bulunması tehlikeli. Şansınız vardı ki bana rastladınız. "
Sözlerini söyledikten sonra kadının mavi gözlerine baktı.Genç kadın etkilenmişti. Beyaz yüzünde hafif bir kırmızılık belirmişti. Tatlı bri gülümseme ile selam verip uzaklaşmıştı. Kimseye güven olmuyordu artık. Eğilip elini öptü ve kadının sokağın sonundaki evine gitmesini seyretti. Sonra her zaman gittiği bara doğru ilerledi. Benito'nun barı yine doluydu. İçerisi körkütük sarhoşlar ve hayat kadınları ile doluydu. Sessiz bir köşeye çekildi. İçerideki lanet hayattan uzak sessiz bir köşe. Kapının sol tarafına ve kapıdan birazcık daha içeri doğru. Sırtını ahşap duvara yasladı ayaklarını da iskemleye uzattı. Barmen birasını göndermişti. İçmeye koyudl birasını sessizce. Karşısındaki dansçı kadını iyice süzdü. Güzel ve çekici bir fizik, tatlı bir yüz ve güzel bir sesi vardı. Dikkatini yine dağıtan bir kadın oldu.
"Tanrım bu gece kadınlarla başım dertte. Bugün olmaz hayatım git kendine başka bir av bul."
Göğüsleri çok dolgundu her erkeğin başını döndürebilirdi lakin üzerindeki ter kokusu her şeyi mahvediyordu. Bu gece başka bir yatakta uyanmak istemiyordu prens. Birasının keyfine varıyordu ve dışarıdaki ilginç ve sıkıcı hayata biraz da olsa renk katıyordu. Ertesi sabah Roma'dan çıkmayı düşünüyordu. Adamları ile beraber yen bir hava onlara iyi gelebilirdi. Belki de ticarete atılmalıydı. Kadın pazarlıya bilirdi.
Korku dolu sokaklarda ilerlerken bir ses bütün dikkatini ve sessizliği bozdu. Bir kadın çığlığı... Sesi etkileyiciydi bağırmasa daha hoş gelirdi kulağa. Hızlıca ilerledi ve bir ara sokakta karanlığın hakim olduğu bir yerde. Genç bir kadın ve arkasında sakallardan yüzü kapanmış orta yaşlı bir adam... Hemen yanlarına gitti ve adam belinin yan tarafından bıçağını çıkardı. Sağa doru kavisli bıçağı Virtus'un yüzüne doğru salladı. Adamın elini tuttu havadayken ve çenesine vurdu. Üçüncü vuruştan sonra sersemledi ve elini çekti adam bir anda. Bu sefer beline doğru salladı bıçağını. Bir adım geriye atıldı genç prens. Adamın elini tuttu ve tekmeledi. Elindeki bıçak yere düştü. Ayağıyla ittirirken adam yüzüne vurdu Virtus'un darbe şiddetliydi lakin pek canını yakmadı adamın karnına vurduktan sonra saç kalmamış aık ensesine dirseği ile vurdu. Adam mermer zemin üzerine çullandı ve baygın düştü. Genç kadına doğru ilerledi Virtus.
"Bundan sonra gece dışarı çıkma kendi iyiliğiniz için. Seni her zaman kurtaramam leydim. Sizin kadar hoş bir bayanın bu saate dışarıda bulunması tehlikeli. Şansınız vardı ki bana rastladınız. "
Sözlerini söyledikten sonra kadının mavi gözlerine baktı.Genç kadın etkilenmişti. Beyaz yüzünde hafif bir kırmızılık belirmişti. Tatlı bri gülümseme ile selam verip uzaklaşmıştı. Kimseye güven olmuyordu artık. Eğilip elini öptü ve kadının sokağın sonundaki evine gitmesini seyretti. Sonra her zaman gittiği bara doğru ilerledi. Benito'nun barı yine doluydu. İçerisi körkütük sarhoşlar ve hayat kadınları ile doluydu. Sessiz bir köşeye çekildi. İçerideki lanet hayattan uzak sessiz bir köşe. Kapının sol tarafına ve kapıdan birazcık daha içeri doğru. Sırtını ahşap duvara yasladı ayaklarını da iskemleye uzattı. Barmen birasını göndermişti. İçmeye koyudl birasını sessizce. Karşısındaki dansçı kadını iyice süzdü. Güzel ve çekici bir fizik, tatlı bir yüz ve güzel bir sesi vardı. Dikkatini yine dağıtan bir kadın oldu.
"Tanrım bu gece kadınlarla başım dertte. Bugün olmaz hayatım git kendine başka bir av bul."
Göğüsleri çok dolgundu her erkeğin başını döndürebilirdi lakin üzerindeki ter kokusu her şeyi mahvediyordu. Bu gece başka bir yatakta uyanmak istemiyordu prens. Birasının keyfine varıyordu ve dışarıdaki ilginç ve sıkıcı hayata biraz da olsa renk katıyordu. Ertesi sabah Roma'dan çıkmayı düşünüyordu. Adamları ile beraber yen bir hava onlara iyi gelebilirdi. Belki de ticarete atılmalıydı. Kadın pazarlıya bilirdi.
Virtus- Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/08/10
Konum : Roma
Rütbe : Prens
Geri: Fakir şehirde soğuk bir içki..
Prens'in hareketlerini gözleyen bir grup adam hanın karanlık bir köşesinde onu süzüyorlardı.Kadını kurtarmasını görmüşlerdi, üstündeki temiz giysi ve dolu masa cebinin bir yansıması gibiydi.
Grup gecenin biraz daha ilerlemesini, hanın biraz daha boşalmasını beklediler.Sonra ani bir karar vermişçesine hep birlikte ayaklanıp prensin masasını çevirdiler.7 güçlü kuvvetli adamlardı ve 4 tanesi de çevreyi kolaçan ediyordu.
Grup gecenin biraz daha ilerlemesini, hanın biraz daha boşalmasını beklediler.Sonra ani bir karar vermişçesine hep birlikte ayaklanıp prensin masasını çevirdiler.7 güçlü kuvvetli adamlardı ve 4 tanesi de çevreyi kolaçan ediyordu.
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Geri: Fakir şehirde soğuk bir içki..
Biranın en keyifli yerinde birkaç adam huzurunu bozdu. Yüzlerindeki ifade pek dostça değildi. Sakalla kirlenmiş yüzleri, can sıkan itici gülüşleri... Bu sefer eğlence birkaç erkek tarafından sunulmuştu ona. Eli kılıcının kabzasında gitti. Ayaklarını iskemleden indirdi. Şimdiye kadar sadece bir bira içmişti. Tadı biraz damağında kalmıştı. Adamlar ya haydut ya da fakirlerdi zira anlaşılan çok çaresizlerdi. Bu sefer yanlış prense çatmışlardı.
"Beyler keyfimi kaçırıyorsunuz.Bu gece canlı kalmak istiyorsanız defolun."
Sesinde öfke vardı. Tek eğlencesini bozan bu yedi adam canını epey sıkmıştı lakin kalabalık bir grup vardı karşısında. Hepsiyle başa çıkmak onu aşardı belki zira eğlenceden bu kadar çabuk kaçmazdı. Adamların üzerinde silah yoktu. Bazısı uzun bazısı da ondan kısaydı. En iri yarı olanı üzerine doğru çullandı atik bir hareketle sandalyesinden kalktı ve adam saçsız kafasıyla barın ahşap duvarına çarptı. Acımış olmalıydı diye düşündü. Adam koca eliyle kafasını ovuşturdu. Prens ise masanın üzerine çıktı ve kılıcını çekti. Karşısında duran adama tekme atmıştı adam sersemlemişti ve yere yığılmıştı. Anlaşılan en dayanıksız olan erken veda etmişti geceye. Adamlar silahsızdı ve kılıcını kınına geri koydu iri yarı olan masaya vurdu ve masa ikiye ayrıldı. Masadan zıpladı ve içkilerin dağıtıldığı yer gitti. Haydutlardan biri birasını bitirmemişti. Onun birasını aldı ve içti. O sırada haydutlardan biri ona doğru koştu. Camdan büyük bardağı gelen adamın kafasına vurdu sağ eliyle. Hızlı bir darbeydi ve bardak adamın kafasında kırıldı. Adam kafasından kanlar çıkarak yere düştü. Haydutlar şimdiden beş kişi kalmışlardı. Barın öbür tarafına gitti ve iki eline de şarap şişesi aldı. Şarap şişelerini etkileyici bir biçimde döndürdü. Biri yeşil biri de siyahtı şişelerin.
"Yazık olacak bu şişelere."
Güzel bir gülümseme yerleşti yüzüne ve gelen ilk adam üzerine doğru koştu. Sağa çekildi ayağına çelme taktı ve adam düşerken ensesinde İtalyan şarabı kırıldı. Şarap kırmızısı ile kan kırmızısı karıştı birbirine. Adamın sarı saçları kan ile ıslandı ve baygın bir şekilde mermer zeminle buluştu. Diğer adamın da kafasına şişeyi fırlatınca orada sadece üç kişi kalmışlardı. İri yarı olan ve kısa boylu olan duruyordu karşısında öfke ve tedirginlikle. Elinde yeşil şarap şişesini baş bölümü vardı ve hala keskindi. İlk olarak üzerine kısa olan koştu ve şişenin başını midesine soktu. Eli kan olmuştu ve şişe baya derine girmişti. Elini bir kaç kez salladı. Kanların birazı gitti. İri yarı adam onu yakalamıştı bir kaç kez salladı ve en köşeye fırlattı. Masalanın birini kırdı. Sırtı acımıştı ve adam baya güçlüydü. İri yarı adam merdivenlerin önünde duruyordu. Boynuna sıçrayıp vurduktan sonra havaya kalkmış sağ kolunun altından geçti hızlıca ve üst kata çıktı. Hemen bir pencere buldu ve pencereden atladı. Pek yüksek değildi ve yekpare kayaya düştü takla attıktan sonra üzerini düzeltti ve üzerindeki tozları silkeledi. Kafasını kaldırınca sokakta dört adamın daha olduğunu fark etti.
"Eğlence buraya kadarmış. Artık gitme vakti."
Hızla koşmaya başladı. Sokakta sadece ayak sesleri ve peşinden koşan dört adam vardı. Koşması hızlanmıştı. Roma giderek daha berbat bir şehir oluyordu. Yine de o hala yanına muhafız almama taraftarıydı.
"Beyler keyfimi kaçırıyorsunuz.Bu gece canlı kalmak istiyorsanız defolun."
Sesinde öfke vardı. Tek eğlencesini bozan bu yedi adam canını epey sıkmıştı lakin kalabalık bir grup vardı karşısında. Hepsiyle başa çıkmak onu aşardı belki zira eğlenceden bu kadar çabuk kaçmazdı. Adamların üzerinde silah yoktu. Bazısı uzun bazısı da ondan kısaydı. En iri yarı olanı üzerine doğru çullandı atik bir hareketle sandalyesinden kalktı ve adam saçsız kafasıyla barın ahşap duvarına çarptı. Acımış olmalıydı diye düşündü. Adam koca eliyle kafasını ovuşturdu. Prens ise masanın üzerine çıktı ve kılıcını çekti. Karşısında duran adama tekme atmıştı adam sersemlemişti ve yere yığılmıştı. Anlaşılan en dayanıksız olan erken veda etmişti geceye. Adamlar silahsızdı ve kılıcını kınına geri koydu iri yarı olan masaya vurdu ve masa ikiye ayrıldı. Masadan zıpladı ve içkilerin dağıtıldığı yer gitti. Haydutlardan biri birasını bitirmemişti. Onun birasını aldı ve içti. O sırada haydutlardan biri ona doğru koştu. Camdan büyük bardağı gelen adamın kafasına vurdu sağ eliyle. Hızlı bir darbeydi ve bardak adamın kafasında kırıldı. Adam kafasından kanlar çıkarak yere düştü. Haydutlar şimdiden beş kişi kalmışlardı. Barın öbür tarafına gitti ve iki eline de şarap şişesi aldı. Şarap şişelerini etkileyici bir biçimde döndürdü. Biri yeşil biri de siyahtı şişelerin.
"Yazık olacak bu şişelere."
Güzel bir gülümseme yerleşti yüzüne ve gelen ilk adam üzerine doğru koştu. Sağa çekildi ayağına çelme taktı ve adam düşerken ensesinde İtalyan şarabı kırıldı. Şarap kırmızısı ile kan kırmızısı karıştı birbirine. Adamın sarı saçları kan ile ıslandı ve baygın bir şekilde mermer zeminle buluştu. Diğer adamın da kafasına şişeyi fırlatınca orada sadece üç kişi kalmışlardı. İri yarı olan ve kısa boylu olan duruyordu karşısında öfke ve tedirginlikle. Elinde yeşil şarap şişesini baş bölümü vardı ve hala keskindi. İlk olarak üzerine kısa olan koştu ve şişenin başını midesine soktu. Eli kan olmuştu ve şişe baya derine girmişti. Elini bir kaç kez salladı. Kanların birazı gitti. İri yarı adam onu yakalamıştı bir kaç kez salladı ve en köşeye fırlattı. Masalanın birini kırdı. Sırtı acımıştı ve adam baya güçlüydü. İri yarı adam merdivenlerin önünde duruyordu. Boynuna sıçrayıp vurduktan sonra havaya kalkmış sağ kolunun altından geçti hızlıca ve üst kata çıktı. Hemen bir pencere buldu ve pencereden atladı. Pek yüksek değildi ve yekpare kayaya düştü takla attıktan sonra üzerini düzeltti ve üzerindeki tozları silkeledi. Kafasını kaldırınca sokakta dört adamın daha olduğunu fark etti.
"Eğlence buraya kadarmış. Artık gitme vakti."
Hızla koşmaya başladı. Sokakta sadece ayak sesleri ve peşinden koşan dört adam vardı. Koşması hızlanmıştı. Roma giderek daha berbat bir şehir oluyordu. Yine de o hala yanına muhafız almama taraftarıydı.
Virtus- Mesaj Sayısı : 21
Kayıt tarihi : 30/08/10
Konum : Roma
Rütbe : Prens
Geri: Fakir şehirde soğuk bir içki..
Gözcülük yapan adamlar prensi kovalamayı kısa bir süre sonra bıraktılar, çünkü genç prens yönünü zenginlerin oturduğu tarafa doğru çevirmişti.Adamlar belki de bir senatör çocuğuna çattıklarını düşünüp takibi sona erdirdiler ve geceye geri döndüler.
-rp sonu-
-rp sonu-
Tarih Baba- Mesaj Sayısı : 164
Kayıt tarihi : 26/08/10
Rütbe : Kurgucu
Kavimler Savaşı :: İTALYA :: Roma
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz