Takip.....

[Kaeso Atilius]

Kaeso ve kaptan uzun süredir yol alıyorlardı. Nicomedia'da buldukları küçük bir kayıkla bir süre balıkçılıkla uğraştılar. Havanın güzel olduğu birkaç gün kıyıda kayıkla ilerledikten sonra kayığı bırakıp denizcilikten kazandıkları parayla iki at aldılar. Meydanda uzun süre tüccarlarla konuşmuşlardı ve aldıkları bilgiler yönetimin devrildiği yönündeydi. Patrik ise kimi destekleyeceği yönünde kesin bir beyan elde etmemişti. Kaeso, Patrik'in Julius'u destekleyeceğini tahmin ediyordu. Kendisinin öldüğünü sanıyorlardı, Prens de gözden düşmüştü. Julius yönetilmesi kolay bir adamdı. Kaeso'yu tek ilgilendirense başına gelenlerin sorumlusunu bulmaktı.

Denizcilerin gemilerde eğitildiğini söylemişti kaptan arkadaşı. Deniz askerlerinin arasına sızmak için bir yol aramaya başladılar. Atlarını uzakta bir yere bağladıktan sonra büyük bir limana yaklaştılar. Koca bir quenquereme kendilerini bekliyordu. Etrafında toplanan askerlere yaklaştılar. Küçük bir birlikti bu. Ben Aetius bu da arkadaşım Aulus diye bağırdı Kaeso. Aranıza katılmak istiyoruz, amiralinizi görebilir miyiz?

[Tarih Baba]

İri yarı bir denizci Kaeso'nun karşısına dikildi.Onu bir süre tartar gibi baktı, sağlam yapılı olduğunu anlayınca sert bakışlarını hiç değiştirmeden limanda bir binayı gösterdi. "Kaptan orada."

Kaeso ile arkadaşı kaptanın yanına gittiler.Bina üç katlı, kulubenin taştan yapılmış hali gibiydi.Yanındaki depodan yüzlerce değişik koku geliyordu.Sırtlarında ağır yükler ile kamburlaşmış ameleler geçerken ikisi kapıyı çalarak kapıdan girdiler.

[Kaeso Atilius]

Kaeso kaptana kapıyı kapatmasını işaret etti. Odada rütbeli olduğu anlaşılan iki kişi duruyordu. Kaeso kaptana baktı ve kaptanın başıyla işaret ettiği kişiye doğru ilerledi. Bir anda fırladı ileri doğru. Cebinden bir bıçak çıkararak amiralin boğazına dayadı. Diğer eliyle cebinden bir kese altın çıkardı. Sadece önlem için dedi ciddi bir yüz ifadesiyle. Ne paranı ne canını istiyorum, uzun süre önce bir tüccar gemisi batırıldı. Emri kimin verdiğini söyle, parayı al.

[Tarih Baba]

Amiral canına değer veren biriydi.Kaeso onu masaya yatırmış tehdit ederken de sadece canını düşünüyordu.En başta hala aklı başındayken uzun süre önce hazırladığı yalanı atmayı denedi ama Kaeso yalan olup olmayacağını bile düşünmeden kafasını masaya vurunca aniden şehirde bir tüccarın adını hatırladı.Evini, çalıştığı yeri ve daha birçok gereksiz bilgiyi hatırlayıp detaylıca anlatırken Kaeso kafasını bir kez daha vurdu ve liman komutanı bayıldı.

Kaeso amirale uzattığı parayı geri alıp kaptana atarken kendisini öldürmeye çalışan kaptana işaret ederek dışarı çıktı.

İpin ucunu bulmaya gidiyordu.

[Kaeso Atilius]

Amiralin verdiği adresi iyice belledi Kaeso, şehir pazarını iyi bilirdi. Tüccarlar yılın bu zamanlarında burada olurlardı. Dahası, denizcilik tüccarlıkla içiçeydi ve kaptan Amiralin verdiği bilgileri kendi tamamlamıştı. Panayırdan çok erken bir zamanda oradalardı, tenha bir vakitte tüccarı bulmaktan memnun oldular. Amiral tüccarı iyice tarif etmişti, ev adresinin yanlış olabileceğini düşündü Kaeso ve hiç temas kurmadan evine kadar takip ettiler adamı. Evinin yakınlarında Kaeso bıçağıyla adamın karşısındaydı. Arkasına doğru ilerleyen adam bu sefer karşısında kaptanı buldu. Canının peşinde değilim diye bağırdı Kaeso, İstediğim bilgiyi vermezsen tereddüt de etmem. Adama gitgide yaklaşıyordu, boynunu dirseğiyle kavradı ve sordu. Yakın zamanda patriğin tüccar gemisi batırıldı. Emri kim neden verdi, cevap ver.

[Tarih Baba]

İşte şimdi Kaeso sert kayaya çarpmıştı.Tüccar hiç de korkak biri sayılmazdı ama bu karakterinin derinliğinden değil korumalarından kaynaklanıyordu.

Aniden üç iri adam kılıçlarını çekerek onlara saldırdı.Bir gladius kaptanın sırtına saplanırken Kaeso hiçbir şey yapamadı.O da kendi kılıcını çekerken tüccarı yandaki evin duvarına atarak kafasını duvara vurdurarak bayılttı.

Şimdi üç kişiye karşı tek başına savaşan eski Magister Equitum vardı.

[Kaeso Atilius]

Kaeso elinde kalan bir bıçağı Kaptana gladiusu saplayan adama fırlattı, isabetini gözlemleyecek vakti yoktu. Kılıcı az önce bıçağı tuttuğu eline bir anda atarak şaşırtmalı bir hamle yaptı. Basit bir tüccarla uğraşmadıklarına emindi.

[Tarih Baba]

Tüccarın muhafızları savaş deneyimi olmayan, en fazla birkaç meyhane kavgası görmüş iri yarı, hantal, zırhsız adamlardı.Bıçak birincisinin göğsüne saplanırken diğeri Kaeso'nun kılıcı ile deşildi.Üçüncüsü deneyimli savaşçıyı sadece birkaç dakika uğraştırdı.Kaeso sadece birkaç çizik almıştı.

Tüccar kıpırdanmaya başlamıştı bile.Kaeso onun yanına gidince hemen etrafına baktı ve ölü adamlarını gördü.Şimdi sanki Kaeso'yu ilk kez görmüş gibi bakıyordu.Bir sokak eşkiyası olmadığını yeni anlamış gibiydi.Konuşurken geri geri emeklemeye çalışıyordu.

"Ben değil! İsa'ya yemin olsun ki ben değil! Amirale sor! Amiral bilir, yada seni öldüren kaptana! Ben bilmem, ben basit bir tüccarım sadece."

[Kaeso Atilius]

Kaeso sinir içinde bağırdı tüccara Hangi basit pisliğin 3 tane koruması olur! Kılıcıyla adamın ayağına dokundu. Bu sefil halinle benle kafa mı buluyorsun? Karnına bir tekme attı adamın ve bağırmaya devam etti. Bana emri verenin kim olduğunu söyle çabuk!

[Tarih Baba]

Ve tüccar ötmeye başladı.Kaeso'ya suikast düzenleyen kişiyle bağlantısı olan, olayın Constantinapolis'deki ayağını yöneten birkaç kişiden biriydi.Kaeso'nun yüzü her kelimeyle daha da karardı.

[Kaeso Atilius]

Kaeso solgun bir yüzle baktı tüccara, tüccar bir an sakinleşmişti. Çünkü Kaeso az önceki kadar sinirli bakmıyordu. Kılıcını kaldırdı Kaeso ve tüccar tekrar aman dilemeye başladı. Hristyanların cehenneminde görüşmek üzere diye mırıldandı ve kılıcını tüccarın kalbinin üstündeki damarlara savurdu. Ardından kaptanın yanına çömeldi Roma'daki en dürüst adam, sana sözümü tutamadım. Ardından gözlerini kapattı kaptanın elleriyle. Sırtında taşıdı kaptanı ve limana doğru ilerledi. Demirlenmiş kayıklardan birinin ipini kesti ve önce kaptanı attı, sonra kendi bindi. Bu şehri bir daha görmek istemiyordu.

Kayığın küreklerini ağır ağır çekti. Kaptan denizciydi ve denize aitti.

"Suyun eri gözlerini yumdu
Yemin olsun bedeni rüzgarsız kalmayacak
Sanma ki adını hiç kimse anmayacak
Şarkılarda yaşatacağız adını
Dev geminin kaptanı"
Yavaşça şarkılarını söyledi ve denize attı kaptanı. Koluna konan kartalını okşadı sonra. Senden sonra gördüğüm en iyi dosttu.
Rüzgara karşı kürek çekerek ilerledi sonra.
----------Rp Sonu