Kaeso için...
Kavimler Savaşı :: TRAKYA :: Tylis
1 sayfadaki 1 sayfası
Kaeso için...
Ah, bacağım! Mechane İdea acıyla inlememek için kendisini zor tuttu. 3 saattir kesintisiz ata biniyorlardı ve Mechane yaralı bacağının daha fazlasını kaldırabileceğini düşünmüyordu. Ama şikâyet edemem... Karanlık bastırmadan önce Tylis'e varmalıyız. Aslında Mechane Bylazora'dan hedefi Constantinople olarak ayrılsa da çoğu göçmen akrabalarının, arkadaşlarının veya kardeşlerinin Tylis'de olması nedeniyle Tylis'e gitmek istemişti. Ve Mechane'de önce Tylis'e giderse fena olmayacağını düşünüyordu. Zira Tylis'de bazı işleri olduğunu ve oraya gitmek istediğini reddedemezdi. O yüzden göçmenlerin teklifini kabul etti ve rotasını Tylis'e doğru değiştirdi. Yinede geç kalmamak için daha uzun süre atları binilmesi gerekiyordu. Kendisini ölesiye yorsa da yetişmesi gerekiyordu. Bir buluşmaya geç kalmak en büyük kabalıktır... Kervan bir süre daha ilerleri, ilerledi ve ilerledi... Artık Mechane'nin yüzü solmuştu. Acı dayanılmazdı... Spantus ve Hurisus ona endişeyle baktılar. Hurisus ağzını açtı ama Mechane elini sallayarak reddetti. Karanlık bastırmadan Tylis'e varmalıyım. Bir süre, belki yarım belki de bir saat daha ilerlediler... Mechane'nin gözleri kapanmıştı. Kısa ve hırıltılı soluklar alıyordu. Biraz su içti. Bayılmamak için suyun bir kısmını eline döküp yüzüne vurdu. Kahrolası ok! Neden benim başıma geldi ki? Bu acıyla ve kahrolası yürüyemediğim bacakla hiçbir şey yapamıyorum! Acıdan daha fazla acizlik dayanılmaz... Bylazora'dan yeni çıkanlardan bile daha şikâyet gelmedi. Hava ne sıcak ne soğuk at binmek için harika. Ama ben terliyorum hatta soğuk soğuk terliyorum! Eskiden üzerimde zırhla at binerek gideceğim ve yorulmayacağım yolda bayılmak üzereyim... Çevresinde ki askerlere baktı. Hepsi o bakınca gözlerini kaçırsa da ona acıyarak bakıyorlardı. Bilemezler. Ve bilmedikleri için yaramın acısından çok daha büyük bir acıya katlanmak zorundayım... Kahrolasıca bacak ve ok! Bir acı spazmı daha geldi. Bacağından yayılarak bütün yorgun kaslarına işkence eden bir acı. Mechane nefesini ağzından bir ıslık olarak verdi. Dayanamayacaktı... Bir süre yarı baygın bir şekilde ilerledi. Her dakika saatler gibiydi. Acı zihnini yarı yarıya kapatmıştı. Mechane artık bayılmayı diliyordu. Sonra bazı bağırışlar duymaya başladı.
"Tylis! Tylis'e ulaştık!" Yanından, eğlenceye heveslenenlerden gelen birkaç kahkaha, halkın yüksek sesle konuşmaya başlaması arasında boğuldu. Mechane gözlerini açtı. Bir an parlak ışık yüzünden göremedi. Gözlerini kırpıştırdı. Görüntü netleşti. Evet Tylis! Daha önce uzun bir aranın ardından Atina'yı gördüğümde bile bu kadar sevinmemiştim! Mechane Tylis'e geldiklerini bilmenin verdiği güçle doğruldu. Kahkaha atmaya çalıştı. Kahkaha atmanın hala çok yorucu olduğuna karar vererek bir gülümsemeyle yetindi. Korkunç acı Tylis'e ulaşmanın ve dinleneceğini bilmenin neşesiyle biraz da olsa yatışmıştı. Şehre yaklaştılar. Mechane'nin ve Doğu Roma'nın sancaklarını gören muhafızlar aralık sur kapılarını ardına kadar açtılar. Kervan içeri girdi. Tylis'te ki çocuklar kervanın peşinden koşuyor, yetişkinler işlerini bırakıp onları izliyordu. Tanıdıklarını görenler kervandan ayrılıp yanlarına gidiyordu. Mechane hanlarından çıkıp kalabılığı görerek ellerini ovuşturmaya başlayan hancılar gördü. Demirhaneler ve terziler susmuştu. Hemen hemen herkes kervanı izliyordu. Çoğu kişi bir açıklama bekliyor. Ama açıklamayı yarın bulacaklar. Şimdilik bazı şeyleri denetlemem ve dinlenmem lazım. O zamana kadar dedikodular yayılabilir. Birkaç Dinleyiciye antlaşmayı anlatmaları için görevlendirebilirim... Sonunda Tylis meydanına ulaştılar. Kervanlar taşındı, askerler dağıldı, Tylis'te kalmayacak olan kişiler bir han aramaya başladı ve kalacaklar ise tanıdıklarını aramaya koyuldu. Mechane ise birkaç Dinleyiciyi görevlendirdikten sonra Spantus ve Hurisus ile birlikte Tylis'te ki ona sadık büyük evlerden birine gitti. Köşk için birkaç merdiven çıkmak lazımdı. Zaten normal yürürken bile Hurisus ile Spantus'tan destek almak zorunda olan Mechane merdivenler de neredeyse taşınmak zorunda kaldı. At binmekten bacakları uyuştuğu için o gün yürümekte daha kötüydü. Nihayetinde köşke ulaştılar. Evin hâkimi Leo adında bir Doğu Romalıydı. Hurisus ile aynı yaşta olan Leo ile Hurisus'un arkadaşlığı sayesinde tanışmıştı. Mechane'ye sadık, abatısız, sade ve iyi bir adamdı. Mechane için en büyük özelliği kulağı delik ve imkânlarının geniş olmasıydı. Koyu bir Ortodoks olsa da Mechane ile iyi anlaşırlardı. Mechane ile dostça bir selamlaşma ve Hurisus ile eski günleri biraz yad ettikten sonra Leo'nun çalışma odasına geçtiler. Gailaus ile başlayan Mechane Spantus'u tanıştırdı, Bylazora savaşını ve gelişmelerini anlattı. Sözlerini antlaşmayı anlatarak bitirdi. Ve Leo'dan Gailaus hakkında birkaç propaganda istedi.
"Olur, ama bu günlerde halkın bunlara ayıracak zamanı yok. Ve üstelik bu senin fikrinle ilgili..." Mechane Hurisus ile Spantus'u odadan çıkardı. Ve 3 saat boyunca odaya kapanıp Leo ile konuştular. Ardından Leo ile birlikte yemek salonuna inip birlikte yemek yediler. Ve Mechane erkenden yattı. Rüyasız sadece bedenini dinlendiren rahat bir uykuya daldı. Ertesi gün kalktı ve toplanma emri verdi. Bacağı iyi sayılırdı. Spantus ve Hurisus'tan destek alarak aşağıya indi ve halkın toplanmasını istedi. Meydana kaç kişi sığabileceğini bilmiyordu ama tamamen dolduğu zaman başladı:
"Doğu Romalılar! Kardeşlerim! Öncelikle ev sahiplerimize teşekkür etmek istiyorum. Zira halkımızı ağırlamayı ve eski tanıdıklarını evlerine almayı kabul ettiler! Ve Gepidler'e yenilsek de kesin bir barış antlaşması imzaladığımız için hepinizi kutlarım! Artık Gepid tehdidi olmayacak. Ama bu savaşta ki kahramanlarımızı umarım duymuşsunuzdur! Gailaus, Halinus ve niceleri! Duyduğuma göre sizin de bir kahramanınız varmış... Ona yapılanları hak etmeyen, büyük bir kahraman. Şehrinizi kurtaran kişi: Kaeso Atilius! Şehrinizi saldırıdan kurtardıktan sonra Doğu Roma'nın yöneticileri tarafından suikasta uğrayan büyük bir kahraman! Sadece ailesinin inançları yüzünden büyük bir komutanken yeniden ihanete uğrayan biri... Babam ve belki onun arkada ki yöneticileri olan kendini din lideri sayan kişiler tarafından! Kökü eskiye dayalı ailesini küçük gören piçler tarafından! Sadık kaldığı ülkesi tarafından ihanete uğrayan komutan! Ve neyse ki ölmedi... Kaçtı. Artık sürgün. Size söz veriyorum komutanınız eski yerine dönecek! Size söz veriyorum onu yaralayanlar acı çekecek! Ve siz de Kaeso'yu unutmayın kardeşlerim! Kaeso için..." Hiçbir ses çıkmasa da Mechane sertleşen yüzleri gördü. Ve ardından hiçbir şey demeden sessizce kervandan geriye kalanlar ile Tylis'ten yola çıktı. Kapıdan geçmeden önce arkasına bakıp işlerine dönen yüzü sert insanları gördü. Güzel...
"Tylis! Tylis'e ulaştık!" Yanından, eğlenceye heveslenenlerden gelen birkaç kahkaha, halkın yüksek sesle konuşmaya başlaması arasında boğuldu. Mechane gözlerini açtı. Bir an parlak ışık yüzünden göremedi. Gözlerini kırpıştırdı. Görüntü netleşti. Evet Tylis! Daha önce uzun bir aranın ardından Atina'yı gördüğümde bile bu kadar sevinmemiştim! Mechane Tylis'e geldiklerini bilmenin verdiği güçle doğruldu. Kahkaha atmaya çalıştı. Kahkaha atmanın hala çok yorucu olduğuna karar vererek bir gülümsemeyle yetindi. Korkunç acı Tylis'e ulaşmanın ve dinleneceğini bilmenin neşesiyle biraz da olsa yatışmıştı. Şehre yaklaştılar. Mechane'nin ve Doğu Roma'nın sancaklarını gören muhafızlar aralık sur kapılarını ardına kadar açtılar. Kervan içeri girdi. Tylis'te ki çocuklar kervanın peşinden koşuyor, yetişkinler işlerini bırakıp onları izliyordu. Tanıdıklarını görenler kervandan ayrılıp yanlarına gidiyordu. Mechane hanlarından çıkıp kalabılığı görerek ellerini ovuşturmaya başlayan hancılar gördü. Demirhaneler ve terziler susmuştu. Hemen hemen herkes kervanı izliyordu. Çoğu kişi bir açıklama bekliyor. Ama açıklamayı yarın bulacaklar. Şimdilik bazı şeyleri denetlemem ve dinlenmem lazım. O zamana kadar dedikodular yayılabilir. Birkaç Dinleyiciye antlaşmayı anlatmaları için görevlendirebilirim... Sonunda Tylis meydanına ulaştılar. Kervanlar taşındı, askerler dağıldı, Tylis'te kalmayacak olan kişiler bir han aramaya başladı ve kalacaklar ise tanıdıklarını aramaya koyuldu. Mechane ise birkaç Dinleyiciyi görevlendirdikten sonra Spantus ve Hurisus ile birlikte Tylis'te ki ona sadık büyük evlerden birine gitti. Köşk için birkaç merdiven çıkmak lazımdı. Zaten normal yürürken bile Hurisus ile Spantus'tan destek almak zorunda olan Mechane merdivenler de neredeyse taşınmak zorunda kaldı. At binmekten bacakları uyuştuğu için o gün yürümekte daha kötüydü. Nihayetinde köşke ulaştılar. Evin hâkimi Leo adında bir Doğu Romalıydı. Hurisus ile aynı yaşta olan Leo ile Hurisus'un arkadaşlığı sayesinde tanışmıştı. Mechane'ye sadık, abatısız, sade ve iyi bir adamdı. Mechane için en büyük özelliği kulağı delik ve imkânlarının geniş olmasıydı. Koyu bir Ortodoks olsa da Mechane ile iyi anlaşırlardı. Mechane ile dostça bir selamlaşma ve Hurisus ile eski günleri biraz yad ettikten sonra Leo'nun çalışma odasına geçtiler. Gailaus ile başlayan Mechane Spantus'u tanıştırdı, Bylazora savaşını ve gelişmelerini anlattı. Sözlerini antlaşmayı anlatarak bitirdi. Ve Leo'dan Gailaus hakkında birkaç propaganda istedi.
"Olur, ama bu günlerde halkın bunlara ayıracak zamanı yok. Ve üstelik bu senin fikrinle ilgili..." Mechane Hurisus ile Spantus'u odadan çıkardı. Ve 3 saat boyunca odaya kapanıp Leo ile konuştular. Ardından Leo ile birlikte yemek salonuna inip birlikte yemek yediler. Ve Mechane erkenden yattı. Rüyasız sadece bedenini dinlendiren rahat bir uykuya daldı. Ertesi gün kalktı ve toplanma emri verdi. Bacağı iyi sayılırdı. Spantus ve Hurisus'tan destek alarak aşağıya indi ve halkın toplanmasını istedi. Meydana kaç kişi sığabileceğini bilmiyordu ama tamamen dolduğu zaman başladı:
"Doğu Romalılar! Kardeşlerim! Öncelikle ev sahiplerimize teşekkür etmek istiyorum. Zira halkımızı ağırlamayı ve eski tanıdıklarını evlerine almayı kabul ettiler! Ve Gepidler'e yenilsek de kesin bir barış antlaşması imzaladığımız için hepinizi kutlarım! Artık Gepid tehdidi olmayacak. Ama bu savaşta ki kahramanlarımızı umarım duymuşsunuzdur! Gailaus, Halinus ve niceleri! Duyduğuma göre sizin de bir kahramanınız varmış... Ona yapılanları hak etmeyen, büyük bir kahraman. Şehrinizi kurtaran kişi: Kaeso Atilius! Şehrinizi saldırıdan kurtardıktan sonra Doğu Roma'nın yöneticileri tarafından suikasta uğrayan büyük bir kahraman! Sadece ailesinin inançları yüzünden büyük bir komutanken yeniden ihanete uğrayan biri... Babam ve belki onun arkada ki yöneticileri olan kendini din lideri sayan kişiler tarafından! Kökü eskiye dayalı ailesini küçük gören piçler tarafından! Sadık kaldığı ülkesi tarafından ihanete uğrayan komutan! Ve neyse ki ölmedi... Kaçtı. Artık sürgün. Size söz veriyorum komutanınız eski yerine dönecek! Size söz veriyorum onu yaralayanlar acı çekecek! Ve siz de Kaeso'yu unutmayın kardeşlerim! Kaeso için..." Hiçbir ses çıkmasa da Mechane sertleşen yüzleri gördü. Ve ardından hiçbir şey demeden sessizce kervandan geriye kalanlar ile Tylis'ten yola çıktı. Kapıdan geçmeden önce arkasına bakıp işlerine dönen yüzü sert insanları gördü. Güzel...
En son Mechane Idea tarafından Ptsi Kas. 29, 2010 5:50 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : Vakit nakittir)
Mechane Idea- Mesaj Sayısı : 169
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 27
Konum : Bylazora
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Kavimler Savaşı :: TRAKYA :: Tylis
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz