Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
+6
II.Aeimnestos
Leira
Nemrouz
İşbara
Flavius Quintus Valens
Karlheinz Leonhard
10 posters
1 sayfadaki 2 sayfası
1 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Adı: Karlheinz Leonhard
Lakabı: Kanlıel
Irkı: Germen
Yaşı: 26
Mesleği-Görevi: Burgund Prensi
Bağlı Bulunduğu Krallık: Burgund
Silahlar: Gelmiş geçmiş en iyi demircilerden olan dedesinin yaptığı çift elli balta-İki adet tek elli yolculuk baltası-Bir adet küçük fırlatma baltası
Zırhı: Miğferi harika işlemelerle süslüdür ve en güçlü alaşımlardan yapılmıştır. Gövde zırhı çok hafiftir fakat ağır Roma zırhları kadar olmasa da çok yakın bir dayanıklılığa sahiptir. Tozlukları ise daha hafiftir.
Öz Geçmişi: Karlheinz artıık yaşı biraz ilerlemiş kralın iki oğlundan büyüğüdür. Karlheinz adet olduğu üzere, diğer prensler gibi sarayda doğmamıştır. Annesi onu tarlada çalışırken doğurmuştur. Burgund halkı çok ilginç bir halktır, soyunuz sadece yönetimde hakkınızı belirler, diğer her şeyinizle sıradan bir köylüsünüzdür. Karlheinz tam da bu anlayışın çocuğudur.
Doğduktan sekiz yıl sonra, sert metallere ve atlara merakı büyüdü. Ara ara şehrin silahhânesine girer ve neredeyse kendi ağırlığındaki silahları kaldırmaya çalışırdı. Doğayla iç içe olmayı sever, tarlada ve madenlerde çalışanlara hep özenirdi.
Bir delikanlı olduğunda, bir kaç yakın arkadaş edindi. Bunlardan en sevdiği, Axel adında, çöp kadar cılız ve keskin gözlü bir çocuktur. Boyu uzundu ve kahverengi saçlara ve gözlere sahiptir. Çok yumuşak adımları vardır ve hemen her ortamda saklanabilir. Hırsızlık yapmak da en iyi yaptığı işlerden biridir, her ne kadar sevmese de. İleride Karlheinz'ın en sadık hizmetkarı ve casusu olarak görev yapacaktır.
Uzun ve olabildiğince kaslı bir delikanlıya dönüştü. Tek başına sabanla bir öküzün iki katı hızıyla tarlayı sürebiliyor ve hiç yorulmuyordu. Arkadaşlarıyla girdiği koşu yarışları ise ona kondisyon ve hız sağladı.
İşte bunu gören Burgund Kralı Eric Leonhard -Kanlıbalta- aslında zekasını görüp yönetici atamak istediği en büyük oğlunu savaşçı olarak eğitmeye karar verdi. Zaten atlara ve silahlara olan merakı bunu ona düşündürmüyor değildi, ancak yapılı ve düzgün bedeni, hızı, gücü tam bir savaşçıydı. İşte bu yüzden eski silah arkadaşlarından eğitmen "Dagobert"i çok uzak yollardan çağırdı ve ondan oğlunu eğitmesini istedi.
Dagobert onu önce bir sınava tabi tuttu. Karlheinz bu sınavı çok güçlükle geçti. Sınav onun zekasını, kondisyonunu, dayanıklılığını, gücünü ve hızını test ediyordu. Onu ilk gün av köpekleriyle yarıştırdı. Yemek ve su vermedi. Ertesi gün yaban araziye tek başına saldı, gözü bağlı olarak gittiği yerden evine dönene kadar yaşamasını istedi. İki gün içerisinde Karlheinz geri döndü. Onu geri döndüğünde uyutmadı, sabaha kadar şehirde nöbet tuttu. Ve en son olarak şehrin dört muhafızıyla gerçek silahlarla kavgaya tutuşturdu. Yorgunluktan ölmek üzere bile olsa bu sınavı da geçti. Dört gün süren bu sınavdan sonra Dagobert'e gitti Karlheinz, ve aldığı cevap şu oldu: "Tebrikler delikanlı, ilk sağ çıkan sen oldun."
Bunun üzerine Dagobert onu altı yıl boyunca silah tekniği, bedensel ve zihinsel güç olmak üzere üç dalda eğitti. Son sınavı ustası Dagobert'e karşı ölümüne bir savaştı. Yaklaşık kırk-elli yaşlarındaki tecrübeli usta savaşçıya karşı eğitimini yeni tamamlamış bir yeniyetme.
Dövüş kıyasıya geçti, yer yer Karlheinz yere düşüyor ve kalkıyordu. Yaşlı adamın gücüne şaşıyor, hala nasıl yorulmadığına hayret ediyordu. Zira onun kolları artık yorulmaya başlamıştı. Fakat vücudunun da bir dayanma sınırı vardı. Sonunda tam olarak yorulup, dizlerinin üzerine düştü. Ama bu olmamalıydı. Burada, yağmur altında ve çamura batmış biçimde, kafasız bir ceset, olmak isteyeceği son şey buydu. Son bir hamle olarak yerden bir avuç çamur kaptı ve adamın yüzüne fırlattı. Acıyla bükülen adamı bir tekmeyle yere düşürüp, baltasını boğazına dayadı, sonrasında geri çekilerek ustasını yerden kaldırdı. Bu hareketi ona çok pahalıya mal olabilirdi, zira Dagobert elini tutarak onu yere düşürdü ve boğmaya çalıştı. Karlheinz bunu hiç unutmadı, ve öfkeyle doldurdu kalbini, ustasının kafasını çıplak elleriyle ezerek parçaladı.
Bu hamle sonrasında silahlarını bile almadan şehre dönen Karlheinz'ın elleri hala beyin parçaları ve kanla kirlenmiş durumdaydı. Bunu görenler ona "Kanlı El" lakabını taktılar.
O günden itibaren Lombard kavmi ve diğer tüm kavimlerle olan savaşlarda hep en ön saftaydı, öfkesinden şu ana kadar hiç bir canlı kurtulamadı. Baltası kara ölüm kusuyordu, on beş-yirmi kiloluk iki elli baltasını en az Arap savaşçıların iki palasını kullandığı hızla kullanıyor, düşman saflarını orağın başakları biçtiği gibi yarıp geçiyordu kolayca. Bugünlerde ise en büyük amacı göz diktiği Lombard topraklarını ele geçirmek.
-Karakter Özellikleri-
Sevdikleri
Her şeyden önemli olan kardeşi Theodor
Arkadaşları
Ailesi
Savaş
Madencilik
Çiftçilik
Sevmedikleri
Vatanına zarar veren her hangi bir şey
Alkol
Serserilik
Boş zaman geçirmek
Esaret
Gereksiz savaş
LEJANT
Kanının Isındıkları
Akrabaları
Kardeşi Theodor
Dostları
Hoşlanmadıkları
Düşmanları
Nefret Ettikleri
Lakabı: Kanlıel
Irkı: Germen
Yaşı: 26
Mesleği-Görevi: Burgund Prensi
Bağlı Bulunduğu Krallık: Burgund
Silahlar: Gelmiş geçmiş en iyi demircilerden olan dedesinin yaptığı çift elli balta-İki adet tek elli yolculuk baltası-Bir adet küçük fırlatma baltası
Zırhı: Miğferi harika işlemelerle süslüdür ve en güçlü alaşımlardan yapılmıştır. Gövde zırhı çok hafiftir fakat ağır Roma zırhları kadar olmasa da çok yakın bir dayanıklılığa sahiptir. Tozlukları ise daha hafiftir.
Öz Geçmişi: Karlheinz artıık yaşı biraz ilerlemiş kralın iki oğlundan büyüğüdür. Karlheinz adet olduğu üzere, diğer prensler gibi sarayda doğmamıştır. Annesi onu tarlada çalışırken doğurmuştur. Burgund halkı çok ilginç bir halktır, soyunuz sadece yönetimde hakkınızı belirler, diğer her şeyinizle sıradan bir köylüsünüzdür. Karlheinz tam da bu anlayışın çocuğudur.
Doğduktan sekiz yıl sonra, sert metallere ve atlara merakı büyüdü. Ara ara şehrin silahhânesine girer ve neredeyse kendi ağırlığındaki silahları kaldırmaya çalışırdı. Doğayla iç içe olmayı sever, tarlada ve madenlerde çalışanlara hep özenirdi.
Bir delikanlı olduğunda, bir kaç yakın arkadaş edindi. Bunlardan en sevdiği, Axel adında, çöp kadar cılız ve keskin gözlü bir çocuktur. Boyu uzundu ve kahverengi saçlara ve gözlere sahiptir. Çok yumuşak adımları vardır ve hemen her ortamda saklanabilir. Hırsızlık yapmak da en iyi yaptığı işlerden biridir, her ne kadar sevmese de. İleride Karlheinz'ın en sadık hizmetkarı ve casusu olarak görev yapacaktır.
Uzun ve olabildiğince kaslı bir delikanlıya dönüştü. Tek başına sabanla bir öküzün iki katı hızıyla tarlayı sürebiliyor ve hiç yorulmuyordu. Arkadaşlarıyla girdiği koşu yarışları ise ona kondisyon ve hız sağladı.
İşte bunu gören Burgund Kralı Eric Leonhard -Kanlıbalta- aslında zekasını görüp yönetici atamak istediği en büyük oğlunu savaşçı olarak eğitmeye karar verdi. Zaten atlara ve silahlara olan merakı bunu ona düşündürmüyor değildi, ancak yapılı ve düzgün bedeni, hızı, gücü tam bir savaşçıydı. İşte bu yüzden eski silah arkadaşlarından eğitmen "Dagobert"i çok uzak yollardan çağırdı ve ondan oğlunu eğitmesini istedi.
Dagobert onu önce bir sınava tabi tuttu. Karlheinz bu sınavı çok güçlükle geçti. Sınav onun zekasını, kondisyonunu, dayanıklılığını, gücünü ve hızını test ediyordu. Onu ilk gün av köpekleriyle yarıştırdı. Yemek ve su vermedi. Ertesi gün yaban araziye tek başına saldı, gözü bağlı olarak gittiği yerden evine dönene kadar yaşamasını istedi. İki gün içerisinde Karlheinz geri döndü. Onu geri döndüğünde uyutmadı, sabaha kadar şehirde nöbet tuttu. Ve en son olarak şehrin dört muhafızıyla gerçek silahlarla kavgaya tutuşturdu. Yorgunluktan ölmek üzere bile olsa bu sınavı da geçti. Dört gün süren bu sınavdan sonra Dagobert'e gitti Karlheinz, ve aldığı cevap şu oldu: "Tebrikler delikanlı, ilk sağ çıkan sen oldun."
Bunun üzerine Dagobert onu altı yıl boyunca silah tekniği, bedensel ve zihinsel güç olmak üzere üç dalda eğitti. Son sınavı ustası Dagobert'e karşı ölümüne bir savaştı. Yaklaşık kırk-elli yaşlarındaki tecrübeli usta savaşçıya karşı eğitimini yeni tamamlamış bir yeniyetme.
Dövüş kıyasıya geçti, yer yer Karlheinz yere düşüyor ve kalkıyordu. Yaşlı adamın gücüne şaşıyor, hala nasıl yorulmadığına hayret ediyordu. Zira onun kolları artık yorulmaya başlamıştı. Fakat vücudunun da bir dayanma sınırı vardı. Sonunda tam olarak yorulup, dizlerinin üzerine düştü. Ama bu olmamalıydı. Burada, yağmur altında ve çamura batmış biçimde, kafasız bir ceset, olmak isteyeceği son şey buydu. Son bir hamle olarak yerden bir avuç çamur kaptı ve adamın yüzüne fırlattı. Acıyla bükülen adamı bir tekmeyle yere düşürüp, baltasını boğazına dayadı, sonrasında geri çekilerek ustasını yerden kaldırdı. Bu hareketi ona çok pahalıya mal olabilirdi, zira Dagobert elini tutarak onu yere düşürdü ve boğmaya çalıştı. Karlheinz bunu hiç unutmadı, ve öfkeyle doldurdu kalbini, ustasının kafasını çıplak elleriyle ezerek parçaladı.
Bu hamle sonrasında silahlarını bile almadan şehre dönen Karlheinz'ın elleri hala beyin parçaları ve kanla kirlenmiş durumdaydı. Bunu görenler ona "Kanlı El" lakabını taktılar.
O günden itibaren Lombard kavmi ve diğer tüm kavimlerle olan savaşlarda hep en ön saftaydı, öfkesinden şu ana kadar hiç bir canlı kurtulamadı. Baltası kara ölüm kusuyordu, on beş-yirmi kiloluk iki elli baltasını en az Arap savaşçıların iki palasını kullandığı hızla kullanıyor, düşman saflarını orağın başakları biçtiği gibi yarıp geçiyordu kolayca. Bugünlerde ise en büyük amacı göz diktiği Lombard topraklarını ele geçirmek.
-Karakter Özellikleri-
Sevdikleri
Her şeyden önemli olan kardeşi Theodor
Arkadaşları
Ailesi
Savaş
Madencilik
Çiftçilik
Sevmedikleri
Vatanına zarar veren her hangi bir şey
Alkol
Serserilik
Boş zaman geçirmek
Esaret
Gereksiz savaş
Kanının Isındıkları
Akrabaları
Kardeşi Theodor
Dostları
Hoşlanmadıkları
Düşmanları
Nefret Ettikleri
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Hoşgeldiniz.
Flavius Quintus Valens- Mesaj Sayısı : 34
Kayıt tarihi : 03/10/10
Konum : Ravenna
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Hoşbulduk, Roma'nın isyankar özgürlük ateşi, gözüme tanıdık göründünüz nedense.
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Her ne kadar dedem Attila kökünüzü kazımaya yaklaşmış olsa da asıl düşmanımız olan Aetius'un Roma'sına karşı birleşiriz diye umuyorum Burgund.
İşbara- Mesaj Sayısı : 248
Kayıt tarihi : 27/08/10
Konum : Kotais
Rütbe : Colchis Süvarileri Lideri
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Germen bölgeleri boş kalmıştı iyi oldu bir germenin gelmesi. Hoş geldiniz.
Nemrouz- Mesaj Sayısı : 199
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Palmyra
Rütbe : Sasani Şahı
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
@İşbara : Hoş bulduk. Bizim kökümüzü kazımaya ulu Han Attila'nın bile gücü yetmedi, buradan pay çıkarması gerekenlere mesaj olsun bu.
@Nemrouz : Boş yerleri doldurmaktan ziyade yarattığım yeni karakter en çok Germen'e uyuyordu. Burgund'ların stratejik konumu ve halkın sosyal yapısı beni Burgund yaptı. Karşılaşırız umarım Sasanî Şah'ı, her ne kadar zor olsa da.
@Nemrouz : Boş yerleri doldurmaktan ziyade yarattığım yeni karakter en çok Germen'e uyuyordu. Burgund'ların stratejik konumu ve halkın sosyal yapısı beni Burgund yaptı. Karşılaşırız umarım Sasanî Şah'ı, her ne kadar zor olsa da.
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Ahura Mazda'ya ümit edeyim ki, karşımda yiğit bir germen görmektense, bu yiğit germeni bana yanımda göstersin. Şimdi size, "Dal kalkar Germen sarkar, Germen sarkar dal kalkar" diyeceğim ve iddia idiyorum en geç 1600 yıl sonra bu sözün belki biraz değişiğini herkes ezbere bilecek
Nemrouz- Mesaj Sayısı : 199
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Palmyra
Rütbe : Sasani Şahı
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Sözleriniz yüreğimi yansıttı, bereketli İran'ın Şah'ı. Ve ettiğiniz zekice sözlerin gelecek nesiller tarafından zikredileceğine eminim.
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Hoşgeldiniz "Kanlıel" ...
Leira- Mesaj Sayısı : 47
Kayıt tarihi : 29/08/10
Rütbe : Barva Mjora'nın Sağ Kolu / Amazon
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Hoşbulduk, asil ruhlu Amazon. Bu kadar sert, iri ve eli kanlı savaşçıların arasından sizin gibi güzel ve zarif bir bayanı görmek insanı şaşkına çeviriyor doğrusu...
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Hoşgeldiniz.Umarım şu dünyada aradığınız şeyi bulursunuz.
II.Aeimnestos- Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 29
Konum : Kotais
Rütbe : Patrik
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Hoşbulduk Patrik Efendi, iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Aynı dilekler sizler için de geçerli, umarım bu dünyada istediğinizi bulursunuz. Zira ötekinde bulamayacağınız kesin...
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Yav ben sana ne yaptım be adam sen bana karşısın çık yakıştıramadım
II.Aeimnestos- Mesaj Sayısı : 72
Kayıt tarihi : 27/08/10
Yaş : 29
Konum : Kotais
Rütbe : Patrik
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Bir üfürükçü şamanın, bir hristiyanın nasıl huzur bulması beklenebilir ki? Uydurdukları tanrı, onlara huzuru bahşedemez ki! Bu dünyada da huzur bulamayacak.
Edit: Uyduruk şeylere inanan biri hakkında, ön yargılı olmak doğrudur.
Edit: Uyduruk şeylere inanan biri hakkında, ön yargılı olmak doğrudur.
Nemrouz- Mesaj Sayısı : 199
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Palmyra
Rütbe : Sasani Şahı
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Sayın Patrik yanlış anlamayın, sadece dininizin asılsız olduğunu düşündüğümü iletmek istedim. Size karşı mıyım peki, hayır fiilen değil. Ama bir Roma'lı oluşunuz önyargımı kazanmanızı sağlıyor.
Ulu Şah Nemrouz: üfürükçü Şaman dediğiniz insanlar ne olduğu belirsiz, eli ayağı birbirine girmiş saçma tanrılara inanmıyorlar. Onlar mantıklı ve güzel bir tanrıya inanıp, onun gücüyle şifa ve insaniyet dağıtıyorlar.
Durum böyleyken, odunların birbirine sürterek çıkardığı ışığa tapmaktansa, Hristiyan bile olurum.
Ulu Şah Nemrouz: üfürükçü Şaman dediğiniz insanlar ne olduğu belirsiz, eli ayağı birbirine girmiş saçma tanrılara inanmıyorlar. Onlar mantıklı ve güzel bir tanrıya inanıp, onun gücüyle şifa ve insaniyet dağıtıyorlar.
Durum böyleyken, odunların birbirine sürterek çıkardığı ışığa tapmaktansa, Hristiyan bile olurum.
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Sayın Patrik yanlış anlamayın, sadece dininizin asılsız olduğunu düşündüğümü iletmek istedim. Size karşı mıyım peki, hayır fiilen değil. Ama bir Roma'lı oluşunuz önyargımı kazanmanızı sağlıyor.
Ulu Şah Nemrouz: üfürükçü Şaman dediğiniz insanlar inanın sizin "Bilginin Efendisi" dediğiniz insandan bozma bir tanrıya inanmıyorlar. Onlar güçlü ve zeki bir tanrıya inanıp, onun gücüyle şifa ve insaniyet dağıtıyorlar.
Durum böyleyken, odunların birbirine sürterek çıkardığı ışığa tapmaktansa, Hristiyan bile olurum.
Ulu Şah Nemrouz: üfürükçü Şaman dediğiniz insanlar inanın sizin "Bilginin Efendisi" dediğiniz insandan bozma bir tanrıya inanmıyorlar. Onlar güçlü ve zeki bir tanrıya inanıp, onun gücüyle şifa ve insaniyet dağıtıyorlar.
Durum böyleyken, odunların birbirine sürterek çıkardığı ışığa tapmaktansa, Hristiyan bile olurum.
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Ne zamandır insan eti yiyen hayvan barbarlar, Doğu'nun Efendisi'ne ve onun yüceler yücesi tanrısına laf etmeye başlamış? Bir insan gibi konuşabildiğinize şaşmamız gerek!
RP DIŞI: Sanki sert oldu mu ne
RP DIŞI: Sanki sert oldu mu ne
Nemrouz- Mesaj Sayısı : 199
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Palmyra
Rütbe : Sasani Şahı
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Eh, madem Doğu'nun efendisisiniz, nicedir kendi karakterinizi biz küçük kullara(!) bahşedersiniz? Ve evet, sakın şaşırmayın, batı ve kuzeyde insan gibi konuşulur, Doğu gibi değildir burası.
RP Dışı: Yok, yok. Bir şey olmaz. Zaten bu karakter kartlarının altı saçma sapan tartışmak için değil midir?
RP Dışı: Yok, yok. Bir şey olmaz. Zaten bu karakter kartlarının altı saçma sapan tartışmak için değil midir?
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Doğudaki barbarlar, emin olun insanlar gibi yaşayamazlar. Batı'ya gitme fırsatım olmadı ama, Batı'da Sasani gibi yüce bir halk yaşamadığından, "Aslanın olmadığı yerde, germenler havlar" diyorum. Bunun da en geç 1500 yıl içinde herkes tarafından bilineceğini söylüyorum
RpİçininDışınınİçi: Zaten Palmyra'dan bağırığ Vicus Marcomanni'den duyulduğu görülmüş şey değil
RpİçininDışınınİçi: Zaten Palmyra'dan bağırığ Vicus Marcomanni'den duyulduğu görülmüş şey değil
Nemrouz- Mesaj Sayısı : 199
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Palmyra
Rütbe : Sasani Şahı
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Bir gün Batı'ya gelmek isterseniz size misafirperverlik ve insanlık hakkında bir şeyler gösteririz, Ulu Şah. Ve o zaman görürsünüz, kimin ne kadar aslan olduğunu. Hiç sönmeyen ateşlerde ve helva gibi pişmiş etlerde, koca salonlar ve güzel birada bulursunuz huzuru.
RP DışınınİçininEnDışınınAzcıkİçi: Yani, bir gün Vicus Marcomanni'ye uğrarsaız düşük sesle konuşsak da birbirimizi duyabiliriz.
RP DışınınİçininEnDışınınAzcıkİçi: Yani, bir gün Vicus Marcomanni'ye uğrarsaız düşük sesle konuşsak da birbirimizi duyabiliriz.
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Belki sınırlarım oraya kadar ulaştığında, ben değil de torunlarım, siz değil de torunlarınız konuşabilir. Hem de fısıldaşırlar, bağrışmazlar.
Nemrouz- Mesaj Sayısı : 199
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Palmyra
Rütbe : Sasani Şahı
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Hoş geldin Germen yolun açık baltan keskin olsun ...
Julius Valerius- Mesaj Sayısı : 145
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Tessalonica Yolcusu
Rütbe : Doğu Roma Prensi
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Teşekkürlerimi sunarım yakışıklı prens, umarım bulunduğunuz savaştan ağabeyiniz Idea ile alnınızın akıyla çıkarsınız...
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Kaybetseler süper olacak ama Tarih Baba'mız diktatör olmadığından kazanırlar %99
Nemrouz- Mesaj Sayısı : 199
Kayıt tarihi : 25/09/10
Konum : Palmyra
Rütbe : Sasani Şahı
Geri: Karlheinz Leonhard -Kanlıel-
Bakalım... Tarih Baba iki cesur Prens'in cesaret ve gücünü bayağı sınayacak gibi görünüyor
1 sayfadaki 2 sayfası • 1, 2
1 sayfadaki 2 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz